New York Times, Brüksel'deki NATO zirvesinde Amerika'nın en yakın müttefiklerine karşı çatışmacı bir yaklaşım sergileyen Başkan Trump'ın bir sonraki durağı olan İngiltere'deki resmi ziyaretine protokol kurallarını hiçe sayar bir şekilde başladığını yazıyor. Gazete, Trump'ın İngiliz The Sun gazetesine verdiği söyleşinin İngiltere'ye ayak basar basmaz yayınlandığını ve Başkan'ın bu söyleşide İngiltere Başbakanı Theresa May'i sabote eder nitelikte değerlendirmelerde bulunduğunu bildiriyor. Habere göre Trump, The Sun gazetesine verdiği demeçte Başbakan May'in şu anda başını en çok ağrıtan mesele olan Brexit konusunda görüşlerini dile getirdi. Trump, Amerika ve İngiltere arasında yeni bir ticari anlaşmaya varma konusunda istekli olup olmadığını açıkça ortaya koymadı. Trump ayrıca Theresa May'in Muhafazakar Parti'deki rakibi Boris Johnson'ı da övdü. May'in Brexit politikasının yanlış olduğunu iddia eden Trump, kısa süre önce Dışişleri Bakanlığı'ndan istifa eden Boris Johnson hakkında da, “İkisini birbirine düşürmek istemiyorum. Sadece Johnson'ın çok iyi bir başbakan olacağını söylüyorum,” şeklinde konuştu. New York Times'a göre The Sun gazetesinin Trump'la Çarşamba günü Brüksel'de gerçekleştirdiği söyleşi, İngiltere ve Amerika arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemece girildiğinin göstergesi olarak da algılanabilir. Ancak habere göre Beyaz Saray, söyleşi yayınlanır yayınlanmaz başını Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders'ın çektiği ekip tarafından ”hasar kontrol” çalışmalarına başladı. Sanders, açıklamasında, ”Başkan Trump, Başbakan May'i çok seviyor ve çok saygı duyuyor. Söyleşide de belirttiği gibi çok iyi bir insan olduğunu düşünüyor. Şimdiye kadar May hakkında hiçbir kötü söz sarfetmedi,” ifadelerini kullandı. Oysa Trump, söyleşide, Londra'da iyi karşılanmadığından şikayet etti, Londra Belediye Başkanı Sadık Han'ı da sert bir dille eleştirdi.
Washington Post ise tartışmalı Rusya soruşturmasının kilit isimlerinden FBI ajanı Peter Strzok'un Kongre'de dün ifade verdiği oturumun özellikle Cumhuriyetçi üyelerle Strzok arasında hararetli tartışmalara sahne olduğunu bildiriyor. Rusya'nın 2016 başkanlık seçimlerine müdahale edip etmediğini ortaya çıkarmak için başlatılan soruşturmayı yürütenlerden biri olan Strzok, FBI avukatlarından Lisa Page'le olan özel mesajlaşmalarıyla gündeme gelmişti. Lisa Page'le evlilik dışı ilişki yaşadığı da iddia edilen Peter Strzok'un mesajlaşmaları sırasında Trump karşıtı ifadeler kullandığı ortaya çıkmıştı. Strzok, Kongre'deki oturum sırasında, Trump hakkındaki şahsi olumsuz görüşlerini mesajlarla dile getirdiği için pişmanlık duyduğunu, ancak bu yazışmaların resmi FBI soruşturmasını hiçbir şekilde etkilemediğini savundu. Strzok, aynı şekilde, FBI'daki 26 yıllık kariyeri boyunca kişisel görüşlerinin hiçbir resmi görev üzerinde etkili olmadığını kaydetti. Washington Post, bugünkü baş yazısını da bu konuya ayırmış. Gazete, ”Strzok Oturumu Demokrasimize Zarar Verdi” başlıklı yazıda, oturumun, Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi Partililer'in özel yetkili savcı Robert Mueller'ın yürüttüğü soruşturmayı itibarsızlaştırma çabalarının parçası olduğu yorumunda bulunuyor. Gazete, Strzok'un 2016 yazında, Rusya'nın Trump kampanyasından bazı kişilerle bağı olduğu ve başkanlık seçimlerine müdahalede bulunacağına dair bilgisi olan bir avuç yetkiliden biri olduğunu kaydettiğini yazıyor. Ancak baş yazıya göre Strzok, Trump'ın seçimlerde mağlup olmasına neden olabilecek bu hassas verileri kamuoyuyla paylaşmanın aklının ucundan bile geçmediğini söyledi. Gazete, Strzok'un kusursuz olmadığını ancak Rusya'nın seçimlere müdahale ederek Amerikan demokrasisine ağır hasar verdiğini söylemekte haklı olduğunu savunuyor.
Washington Post ana sayfasında bugün ayrıca astronomi biliminde çığır açacak bir gelişmeyle ilgili habere yer veriyor. Habere göre güneş henüz küçükken, dünya ise daha yeni oluşmuşken çok uzakta parlak bir galakside ortaya çıkan dev bir kara delik, çok güçlü bir radyasyon dalgası yaydı. Bu dalgada çok küçük ve tespit edilmesi neredeyse imkansız oldukları için ”hayalet parçacığı” adı verilen nütrino adlı parçacıklar vardı. Bundan dört milyar yıl sonra Güney Kutbu'nda yeryüzünün yaklaşık iki kilometre derinliğine yerleştirilen 5 bin 160 adet sensör, bir atomla etkileşime giren bir nütrino tespit etti. Dün binden fazla uzmanın katkısıyla Science dergisinde yayınlanan bulgular, yüksek enerjili bir nütrinonun ilk kez tespit edildiğini ve nereden geldiğinin anlaşılabildiğini kanıtlıyor. Gazete, bu bulguların astronomi biliminde yeni bir devir başlatacağını çünkü uzmanların artık evrenle ilgili araştırmalarda ışığın yanısıra nütrinolardan da yararlanacağını kaydediyor. Habere göre bu bulgular, fizik biliminin geldiği en uç noktalardan biri olarak tanımlanabilir. Nütrino parçacıklarının ölçülmesi bile zor boyutlarda yani çok küçük olması, atomlarla nadiren çarpışması ve ışık saçmaması, tespit edilmelerini zorlaştırıyor. Uzmanlara göre ışık, bloke edilebiliyor, kütle çekimsel dalgalarsa bükülebiliyor. Oysa nütrinonlar evrendeki en şiddetli çarpışmalardan dünya yüzeyinin metrelerce altına, zarar görmeden erişebiliyor.