Erişilebilirlik

4 Nisan Amerikan Basınından Özetler



Washington Post, yazar Hampton Sides’ın, 43 yıl önce bugün Memphis kentindeki Lorraine Otel’de düzenlenen suikaste kurban giden medeni haklar savunucusu Martin Luther King Jr’ın bir aziz olarak değil, hata yapabilen bir insan olarak kabul edilmesi ve öyle hatırlanması gerektiğini belirten bir yazısına yer veriyor. Sides, şöyle devam ediyor:

‘Martin Luther King Jr. çok yüce bir dava uğruna baş koymuştu, ama kendisi tıpkı herkes gibi günahkardı. 1968’in Nisan ayında Memphis’e gelen Martin Luther King Jr., uyku uyuyamayan, aşırı derecede içki ve sigara içen, evliliği çatırdayan, tartışmalı hale geldikçe popülaritesi de giderek azalan bir lider portresi çiziyordu. Ama tüm bunlar King’in bir aziz değil, tam tersine hepimiz gibi bir insan olduğunun birer göstergeleri. King de geleceğin ne getireceğini bilemeyen, hata yapan, bulunduğu konumun getirdiği yüksek stres nedeniyle büyük baskı altında olan, zaaflarına yenilebilen bir kişiydi. Şimdi Hollywood King’in hayatını konu alan birkaç yapım üzerinde çalışıyor. Ancak King beyazperdeye kusursuz bir kişiymiş gibi yansıtılmamalı, tam tersine günahıyla sevabıyla tam bir insan gibi anlatılmalı. King’in ne kadar müthiş bir kişi olduğunu ve verdiği mücadelenin önemini ancak bu şekilde anlayabiliriz. King, şüpheye düştüğü ve hayal kırıklığına uğradığı anlarda, dünyanın kendi kendini yok etme aşamasına geldiği bir dönemde şiddet karşıtı duruşuna sadık kalmayı sürdürmüştü.’

New York Times yazarlarından Paul Krugman ise yazısında Kongre’de iklim bilimleri üzerine geçen hafta yapılan oturumu konu ediyor. Cumhuriyetçi Partili kimi siyasetçilerin iklim değişikliğinin gerçek olmadığına ilişkin tutumuna değinen Krugman, oturuma davet edilen uzmanların iklim değişikliğinin son derece ciddi bir gerçeklik olduğunu açıklamasının Cumhuriyetçilerin işine gelmediğini yazıyor. Krugman şöyle devam ediyor:

‘Uzun zamandır çok sayıda uzman iklim değişikliği konusunda önlem almadığımız takdirde bunun faciayla sonuçlanacağı konusunda uyarılarda bulunuyor. Ancak bu uzmanlar yanılıyor da olabilir. Eğer yanılıyor olduklarını düşünüyorsanız konuya açık fikirlilik ve ciddiyetle yaklaşmanız gerekiyor. Bu ahlaki bir sorumluluktur. Ancak Kongre’deki iklim bilimleri oturumu tam bir komedi havasında geçti. Örneğin yapılan açıklamalardan birinde Çevreyi Koruma Dairesi EPA’nın sera etkisi yapan gazların salımının insan sağlığını tehdit ettiğini duyuramayacağı, bu gazların atmosterdeki miktarı yüz yıldır artıyor olmasına rağmen kamu sağlığı konusunda ilerlemeler kaydedildiği bildiriliyordu. Bunu kafadan atmıyorum. Ancak yazar Upton Sinclair’in dediği gibi, birşeyi anlamak, maaşınız eğer o şeyi anlamamaya dayalıysa, çok daha zordur.’

Boston Globe ise eski New Hampshire senatörlerinden John E. Sununu’nun bir yazısına yer veriyor. Üç yıl önce Donald Trump ve Sarah Palin isimlerinin aynı sayfada yan yana yazılmasının akla hayale gelmeyeceğini yazan Sununu, şimdiyse Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adayları arasında adı geçen, kitap imza turları ve televizyon programlarının müdavimi haline gelen Trump ve Palin’in hayatlarının giderek birbirine benzediğini söylüyor. Yazının devamı şöyle:

‘Hem Trump hem de Palin başkan olma fikrinin cazibesine kapılmış durumda. Başkan adayı olmak, başkan olsalar neler yaparlardı, bunlardan bahsetmek, gücün nasıl kullanılması gerektiğinden dem vurmak belli ki ikisinin de hoşuna gidiyor. Örneğin Trump’ın Somalili korsanları etkisiz hale getirmek için önerisi aynen şöyle: ‘Bana iyi bir amiral, birkaç da gemi verin hepsini çabucacık yok edip geleyim.’ Bu ülkenin kurucularının en çok kaygılandığı siyasetçi türü Trump ve Palin gibilerdi. Gücün göz boyayıcı cazibesinea kapılanlar onları korkutuyordu. Ben şahsen Palin ya da Trump’ın ülkemiz için birer tehdit unsuru olduğunu düşünmüyorum, ancak bir makama gelmiş olma fikrinin baştan çıkardığı kişilerden de hazzetmem.’

XS
SM
MD
LG