Erişilebilirlik

Avrupa'daki Kriz AB Ülkelerindeki Farklılıkları Ortaya Çıkardı


Avrupa'daki Kriz AB Ülkelerindeki Farklılıkları Ortaya Çıkardı
Avrupa'daki Kriz AB Ülkelerindeki Farklılıkları Ortaya Çıkardı

Avrupa’da hükümetler mali krizin içinden çıkmak için uzmanların önerdiği politika değişikliklerinin çoğunu, harcamaları ellerinden geldiğince kısarak yapmaya çalışıyor. Avrupalı liderler şirketlerin ekonomik iyileşmeye ön ayak olacağını umuyor. Şirketlerse doğru ekonomik iklimi oluşturmaları için liderlerden medet umuyor.

Avrupa Komisyonu’nun merkezinde 27 üye ülkeyi aynı bayrak temsil ediyor. Ancak özellikle son ekonomik krizde Avrupa Birliği ülkeleri arasında farklılıklar ortaya çıktı.

Sorunlu ekonomilerin acilen desteğe ihtiyacı var. İtalya’da halk harcamaların kesilmesi nedeniyle öfkeli. Hükümetler daha fazla kemer sıkma politikası uygulamakta zorlanıyor.

Büyük bir Fransız-Belçika bankası Belçika hükümetinin müdahalesiyle batmaktan son anda kurtuldu. Banka yöneticileri bir yıl önce kriz ilk kez kapıyı çaldığında önlem almayan Avrupa hükümetlerini suçluyor.

Almanya ve Fransa gibi ekonomisi güçlü ülkeler milyarlarca Euro harcayarak krizi çözmeye çalışıyor.

Ancak bazı uzmanlara göre bu çabalar yetersiz. Avrupa Birliği eski yetkilisi, İtalya’daki Bocconi Üniversitesi Rektörü ekonomist Mario Monti, krizden, kısa vadeciliği ve yöneticilikte yetersiz kalan Avrupalı liderleri suçluyor: “Daha hızlı hareket etmeli, ancak sonuç almak için daha sabırlı olmalıyız. Avrupalı liderler sadece ulusal lider olarak değil, Avrupa çapında karar alırken daha verimli olmalılar.”

Liderlerse aşırı borçlanma, sorunlu ekonomilere yeterli seçenek sunamama, bankaları zayıflatma gibi sorunlara uzun vadeli çözüm bulmak yerine son krizleri çözmeyi amaçlayan kararlar aldı. Zolt Darvas, Brüksel’deki düşünce kuruluşu Bruegel’da ekonomist ve araştırmacı: “Hükümetler piyasaların baskısına yanıt vermeye çalışıyor. Ancak Avrupa’nın temel sorunu en acil ekonomik baskıyı ortadan kaldırmaya çalışmak. Daha ciddi sorunları gözardı ediyorlar, daha ciddi önlemler almayı reddediyorlar.”

Darvas, en iyi ihtimalle bile bazı Avrupa ekonomilerinin uzun yıllar ya çok az büyüyeceğini, ya da hiç büyümeyeceğini söylüyor.

Ancak Darvas’a göre, daha fazla kısa vadeli kriz olmazsa sorunların çözülmesi mümkün. Hisse senetlerinin değer kaybetmesi gelecek için güvensizlik yaratıyor, şirketlerin büyümeleri için gereken kredileri almalarını zorlaştırıyor.

Herkes gelecekte refahı garanti altına almak için büyümenin şart olduğu konusunda görüşbirliği içinde.

BUSINESSEUROPE kuruluşunun başkanı Philippe de Buck, şirketlerin büyümeyi tetiklemeye hazır olduğunu, ancak hükümetlerin doğru şartları hazırlaması gerektiğini söylüyor: “Güven sağlayan unsur, siyasetçilerin sorunları çözmesidir. Bu çok uzun zamandır olmadı. Şimdi çaba gösteriyorlar, onları destekliyoruz. Artık hiç beklemeden bir adım atma, tüm tartışmaları sonlandırma zamanı geldi. Şirketlerin bir an önce büyümeye başlaması gerekiyor.”

Avrupalı liderler mali krizi çözmek için kısmi adımlar atmaya devam ediyor. Esas hedef, Kasım başında Fransa’da yapılacak olan G-20 zirvesi öncesinde kapsamlı bir plan hazırlamak.


XS
SM
MD
LG