BALTIMORE —
Birleşmiş Milletler 2030 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin kentlerde yaşayacağını tahmin ediyor. Şimdiden kentlerde yoksulluk kırsal kesimden daha hızlı yaygınlaşıyor. Kentli yoksulları beslemek ise giderek büyüyen bir sorun. Uzmanlar şehirlerin gıda bakımından kendi kendine yeter hale gelmesi gerektiğini düşünüyor. Amerika’nın ekonomik sıkıntıdaki kentlerinden Baltimore’da bu, terkedilmiş bölgelerin sağlıklı sebzelerin yetiştirildiği alanlara dönüşmesi anlamına geliyor.
Amerika'nın Sesi muhabiri Steve Baragona’nın haberine göre, Baltimore, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ulaştığı zirveden bu yana nüfusunun üçte birini kaybetti. Bu da boş mahalleler, tahtalarla kapatılmış binalar ve boş arazi anlamına geliyor.
Ancak bu terkedilmiş bölge son günlerde ciddi bir değişimden geçiyor.
Tarlanın yöneticisi William Long, “Burası yoğun suç yaşanan bir bölgeydi. Gördüğünüz arazide çeteler gün boyu uyuşturucu satardı. Ancak durum değişti” diyor.
Çiftlik müdürü William Long bu mahallede yaşıyor.
Long’un çiftliği, boş arazide tarım yapmak için ilk başvuran olmuş. Alex Persful çiftlik yönetim kurulunda: “Bu tarım alanı ile şehir içinde iş alanı yaratabiliriz. Yaptığımızın anlamı bu. Birincisi kaliteli besin. İkincisi yeni iş alanları açmak. Şimdilik tüm bu arsalar çöplükten başka bir şey değil.”
Çöp yığınlarından besin defineleri yaratmak binlerce boş arazisi ve %10 işsizliği olan Baltimore için ideal çözüm. Şehir planlama sorumlusu Abby Cocke Baltimore’un gelecek 5 yıl içinde 8 hektar araziyi şehir çiftçilerine kiralamayı planladığını söylüyor: “Bu, bizi boş arazilere bakma yükünden kurtaracak. Daha fazla iş sağlayarak yerel ekonomiyi canlandıracak. Bu da insanları şehre çekecek. Baltimore’a bu şehir çiftçiliği hareketine katılmak için taşınan insanlar tanıyorum. Bu hareket bizim birden fazla amaca ulaşmamızı sağlıyor.”
Daha önce taze ürünlerin çoğu ülkenin başka yerlerinden getirilirken artık çiftlik sayesinde sebze ve meyveler tüketiciden sadece 15 kilometre uzakta üretebiliyor.
Tarlada çalışan Alex Persful, “Bunu şimdi topluyorum. 24 saat içinde tabağınızda oluyor. Bir hafta, iki hafta önce hasadı yapılan bir ürünle birkaç saat önce toplanan meyve ve sebzeler arasında dağlar kadar fark var” diyor.
Ürünlerin tazeliği şef Timothy Dyson gibileri için çok önemli: “İki saat önce toplanmış havuçları müşteriye sunuyorum. Tüm aroma gerçekten ağıza dağılıyor.”
Alex Persful neredeyse her yerde taze besin yetiştirilebileceğini kanıtlamış. İlk çiftlik asfaltın üstüne kurulmuş.
Alex Persful: “Burası üç senedir otopark. Ancak bu eskiden şehrin merkez garajıydı.”
Asfaltın üzerine atılmış birkaç santimlik kompost, sebze-meyveyi eski otoparktan ayırıyor.
Baltimore’a yeni bir ufuk açan çiftlik beklenmeyen işleri yapmayı seviyor.
Bu çalışanlar için de geçerli. Çiftlik yöneticisi William Long uyuşturucu bulundurmaktan hapis yatmış biri: “Kent sakinlerinin herşeyin iyiye gidebileceğine inanması lazım. Ve beni ıslah olmuş eski bir mahkum olarak görürlerse belki bu onlarda da değişme arzusu yaratır.”
Yeni bir bakış açısı ve taptaze ürünler… Baltimore, bu iki unsuru yakalamış gibi görünüyor.
Amerika'nın Sesi muhabiri Steve Baragona’nın haberine göre, Baltimore, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ulaştığı zirveden bu yana nüfusunun üçte birini kaybetti. Bu da boş mahalleler, tahtalarla kapatılmış binalar ve boş arazi anlamına geliyor.
Ancak bu terkedilmiş bölge son günlerde ciddi bir değişimden geçiyor.
Tarlanın yöneticisi William Long, “Burası yoğun suç yaşanan bir bölgeydi. Gördüğünüz arazide çeteler gün boyu uyuşturucu satardı. Ancak durum değişti” diyor.
Çiftlik müdürü William Long bu mahallede yaşıyor.
Long’un çiftliği, boş arazide tarım yapmak için ilk başvuran olmuş. Alex Persful çiftlik yönetim kurulunda: “Bu tarım alanı ile şehir içinde iş alanı yaratabiliriz. Yaptığımızın anlamı bu. Birincisi kaliteli besin. İkincisi yeni iş alanları açmak. Şimdilik tüm bu arsalar çöplükten başka bir şey değil.”
Çöp yığınlarından besin defineleri yaratmak binlerce boş arazisi ve %10 işsizliği olan Baltimore için ideal çözüm. Şehir planlama sorumlusu Abby Cocke Baltimore’un gelecek 5 yıl içinde 8 hektar araziyi şehir çiftçilerine kiralamayı planladığını söylüyor: “Bu, bizi boş arazilere bakma yükünden kurtaracak. Daha fazla iş sağlayarak yerel ekonomiyi canlandıracak. Bu da insanları şehre çekecek. Baltimore’a bu şehir çiftçiliği hareketine katılmak için taşınan insanlar tanıyorum. Bu hareket bizim birden fazla amaca ulaşmamızı sağlıyor.”
Daha önce taze ürünlerin çoğu ülkenin başka yerlerinden getirilirken artık çiftlik sayesinde sebze ve meyveler tüketiciden sadece 15 kilometre uzakta üretebiliyor.
Tarlada çalışan Alex Persful, “Bunu şimdi topluyorum. 24 saat içinde tabağınızda oluyor. Bir hafta, iki hafta önce hasadı yapılan bir ürünle birkaç saat önce toplanan meyve ve sebzeler arasında dağlar kadar fark var” diyor.
Ürünlerin tazeliği şef Timothy Dyson gibileri için çok önemli: “İki saat önce toplanmış havuçları müşteriye sunuyorum. Tüm aroma gerçekten ağıza dağılıyor.”
Alex Persful neredeyse her yerde taze besin yetiştirilebileceğini kanıtlamış. İlk çiftlik asfaltın üstüne kurulmuş.
Alex Persful: “Burası üç senedir otopark. Ancak bu eskiden şehrin merkez garajıydı.”
Asfaltın üzerine atılmış birkaç santimlik kompost, sebze-meyveyi eski otoparktan ayırıyor.
Baltimore’a yeni bir ufuk açan çiftlik beklenmeyen işleri yapmayı seviyor.
Bu çalışanlar için de geçerli. Çiftlik yöneticisi William Long uyuşturucu bulundurmaktan hapis yatmış biri: “Kent sakinlerinin herşeyin iyiye gidebileceğine inanması lazım. Ve beni ıslah olmuş eski bir mahkum olarak görürlerse belki bu onlarda da değişme arzusu yaratır.”
Yeni bir bakış açısı ve taptaze ürünler… Baltimore, bu iki unsuru yakalamış gibi görünüyor.
