Amerika başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton, 8 Kasım’daki seçimleri kazanması halinde nasıl bir dış politika izleyecek? Öncelikleri neler olacak? Suriye’de Obama yönetiminden farklı bir çizgi izleyecek mi? Türkiye’ye ve Türkiye ile ilişkilere nasıl bakacak? Bu soruların yanıtları tüm dünyada olduğu gibi Türk kamuoyunda da büyük merak konusu.
ABD Başkanı Barack Obama’nın ilk döneminde dışişleri bakanlığı görevini yürüten Hillary Clinton’ın dış politika danışmanı Laura Rosenberger, Amerika’nın Sesi Ukrayna Servisi’nin sorularını yanıtladı ve Demokrat adayın başkan olması halinde izlemeyi planladığı dış politikanın ipuçlarını verdi.
8 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin adayı Hillary Clinton’ın dış politika danışmanı Laura Rosenberger, 8 Kasım’daki seçimlerden galip çıkmaları durumunda, IŞİD’le mücadelede Türkiye ile birlikte çalışmanın Clinton’ın önemli önceliklerinden olacağını söyledi: “IŞİD çok çok ciddi bir tehdit ve IŞİD’i yenilgiye uğratmak için koalisyon ve sahadaki ortaklarımızla birlikte çalışmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. IŞİD toprak kaybediyor ama bu durum tehdidin azaldığı anlamına gelmez. Bu tehdide odaklanmayı sürdürmemiz lazım. Elbette Türkiye ile birlikte çalışmak Çlinton için önemli bir öncelik olacak. Türkler NATO müttefiki, birçok farklı konuda ABD’nin çok önemli bir stratejik ortağı. Dolayısıyla Clinton kesinlikle Türkiye ile birlikte çalışmak isteyecektir.”
Genel kanı Clinton’ın başkan olması halinde dış politikada şu anki Başkan Obama’dan daha sert bir çizgi izleyeceği yönünde. Rosenberger, Obama ve Clinton’ın konulara stratejik yaklaşımları hemen hemen aynı olsa da, farklılaştıkları alanlar da bulunduğuna dikkati çekerek, Clinton’ın Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturulmasına desteğini örnek verdi: “Bence Hillary Clinton ve Başkan Obama büyük oranda aynı stratejik yaklaşımı paylaşıyorlar. Clinton, Obama’nın ilk 4 yılında onun dışişleri bakanıydı. Gündemin oluşturulmasına yardım etti. Dolayısıyla, Amerika’nın küresel liderliğine yönelik ortak vizyonu büyük oranda paylaştıkları düşüncesindeyim. İleriye doğru baktığımızda bugün dünyada karşı karşıya olduğumuz birçok sorun var ve Clinton’ın yönetimdeyken Başkan Obama’dan farklı duruş sergilediği alanlar da var. Örneğin Suriye konusunda, Clinton en baştan beri ılımlı muhalefet unsurlarının silahlandırılmasını destekliyordu. Obama yönetimi daha sonra bu adımı atmaya karar verdi ama Clinton bunu daha önce savunmuştu. Şu anda ayrıca Suriye’de güvenli bölgelerin eşliğinde uçuşa yasak bölge oluşturulmasını savunuyor. Bunu hem Ruslar hem de Esat üzerinde ek baskı yaratmanın çok önemli bir aracı olarak görüyor. Bu ayrıca sahadaki Suriyeli sivillerin korunması, mülteci krizinin önlenmesi, Suriyeliler’e ülkelerinde kalabilmenin bir yolunu sunması ve insani yardımlara erişebilmesinin de önemli bir yolu. Clinton tüm bunların çok önem taşıdığına inanıyor.”
Rosenberger, Clinton’ın yönetimde olduğu sırada güçlü desteğiyle başlatılan ‘Asya ekseni’ stratejisini de başkan olduğu takdirde kesinlikle devam ettireceğini sözlerine ekledi.