Washington Post, Başkan Trump’ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldüğünü düşündüğünü ve bunun Suudi Arabistan açısından çok ciddi sonuçlar doğuracağını söylediğini bildiriyor. Gazete, Trump’ın bu sözlerinin, Kaşıkçı’nın ortadan kaybolması konusunda kendi görüşlerini açıklamaya hazırlanan Suudi Arabistan üzerindeki baskıyı arttırdığı yorumunda bulunuyor. Habere göre Trump, daha önce de Amerika’nın Kaşıkçı konusunda Suudi Arabistan’la olan güvenlik ve savunma ağırlıklı ilişkiyi göz önünde bulundurarak tepki vermesi gerektiğini söylemişti. Ancak Başkan’ın Kaşıkçı konusunda uluslararası toplumdan yükselen tepkileri ve Cumhuriyetçi Parti içinde Suudi Arabistan’a daha sert yanıt verilmesi çağrısı yapanları da dikkate alması gerekecek. Suudi Arabistan’dan Kaşıkçı’yla ilgili yapılacak her türlü açıklamayaysa şüpheyle bakılması söz konusu. Öte yandan Beyaz Saray’a yakın olan ve adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, Suudi yetkililerin, Kaşıkçı’nın ölümünden Suudi istihbarat şefi yardımcısı olan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın yakın danışmanlığını yapan Tümgeneral Ahmed El Assiri’yi sorumlu tutmayı planladığını kaydetti. Başkan Trump ise Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı meselesine ilişkin açıklamasını çok kısa süre içinde yapmasını beklediklerini belirtti.
Washington Post bugün ayrıca Temsilciler Meclisi’ndeki aşırı muhafazakar Cumhuriyetçi destekçilerinin, Cemal Kaşıkçı’nın Suudi bir ekip tarafından İstanbul’da öldürüldüğü iddialarına yeterince sert tepki göstermemesi nedeniyle Trump’ı eleştiri yağmuruna tutulmaktan korumak için sessiz bir kampanya başlattığını yazıyor. Gazete, Kaşıkçı’ya yönelik karalama kampanyası başlatma amacı güden muhafazakar Kongre üyelerinin, Kaşıkçı’nın gençliğinde Müslüman Kardeşler’le olan bağı ve on yıllar önce Afganistan’da muhabir olarak Usame Bin Ladin’i izlemesiyle ilgili aşırı sağcı kaynaklardan aldıkları bilgileri paylaştıklarını bildiriyor. Öte yandan ekranların önde gelen muhafazakar yorumcuları, Kaşıkçı’nın geçmişiyle ilgili bazı imalara daha sık yer vermeye başladı. Fox News Televizyonu’ndan Harris Faulkner, “Kaşıkçı Müslüman Kardeşler’e yakındı” derken Virginia eyaletindeki Senato yarışının Cumhuriyetçi adayı Corey Stewart, katıldığı bir radyo programında, “Kaşıkçı’nın kendisi de zaten iyi biri değildi,” dedi. Kaşıkçı’nın kariyerini takip eden Ortadoğu uzmanları, Suudi yazarın geçmişte İslamcı hareketlere sempati duyduğunu, ancak zamanla İslam’a daha liberal ve laik bir mercekten bakmaya başladığını söylüyor. Aşırı sağcı FrontPage dergisi, Kaşıkçı’yı “İslamcı teröre çıkarcı bahaneler bulan” bir gazeteci olarak tanımladı. Washington Post ise Kaşıkçı’nın muhafazakar çevrelerce tehlikeli bir İslamcı olarak karalanmasına tepki gösterdi. Gazetenin editörlerinden Fred Hiatt, Kaşıkçı’nın ifade örgürlüğü ve hür tartışma ortamı gibi değerlere bağlı olduğunu ve bu değerler uğruna ülkesini terk ettiğini, hatta yaşamını bile yitirdiğini kaydetti.
New York Times ise çoğu Honduraslı büyük bir grup göçmenin Guatemala ve Meksika üzerinden Amerika’ya giriş yapmak üzere kuzeye doğru ilerlediğini bildiriyor. Gazete, Orta Amerika’dan gelen bu son göçmen dalgasının ara seçimlerden önce Başkan Trump’ı özellikle öfkelendirdiğini, Meksika’nın göçmen grubu durdurmaması halinde güneybatı sınırını kapatacağı uyarısında bulunduğunu bildiriyor. Trump’ın bir başka tehdidi de Guatemala, Honduras ve El Salvador hükümetlerinin müdahale etmemesi durumunda bu ülkelere yapılan yardımın kesileceği şeklinde. Trump, Kongre ara seçimlerine az zaman kala göçmen dalgasından Demokrat Parti’yi sorumlu tuttu ve Demokratlar’ın sıkılaştırılmış göç yasalarını desteklemediğini kaydetti. Amerika-Meksika sınırına ilerleyen göçmenlerin sayısı 4 bini aşmış durumda. Bunların bir kısmının Meksika’da kalması bekleniyor.
Wall Street Journal ise Çin ekonomisindeki ekonomik büyümenin üçüncü çeyrekte yüzde 6 buçuğa gerilemesi üzerine Çin hükümetinin piyasaları yatıştırma çabası içine girdiğini yazıyor. Habere göre bu son oran, Çin ekonomisinin büyüme hızının mali krizden bu yana en ciddi şekilde kesildiğinin göstergesi. Sanayi üretimindeki büyümenin ve tüketimin üçüncü çeyrekte zayıfladığı, Amerika’yla girişilen ticari savaşa rağmense ihracat oranının sabit kaldığı gözleniyor. Çin ekonomisinin üst düzey yöneticileri, verilerin açıklanmasından kısa süre önce yatırımcılara sakin olmaları çağrısında bulundu. Yetkililer, Çin borsalarındaki anormal dalgalanmaların ülkenin ekonomisinin temellerini ve sağlam mali sistemini yansıtmadığını söyledi. Öte yandan küresel borsalar arasında en kötü performansı gösteren Şangay Endeksi, bu yıl yüzde 25 oranında düştü. Çin ekonomisinin üçüncü çeyrekte zayıf bir görünüm sergilemesi, sanayi üretimi, perakende satışlar ve yatırımlarda daha fazla düşüş yaşanacağının habercisi olabilir. Bu da güçlü bir şekilde büyümeye devam eden Amerikan ekonomisi karşısında Çin’e daha dar bir manevra alanı kalacağı anlamına gelebilir.