Erişilebilirlik

Erdoğan: ‘‘İktidarın Kapısından İçeri Giremezler’’


TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, hükümetin hem ekonomi politikalarına hem de dış politikasına eleştiriler getirdi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı’nın ‘‘Terörden çok çekmiş, acılar yaşamış bir toplumun hassasiyetlerine dost ve müttefik ülkelerin daha fazla dikkat etmesini istemek elbette Türkiye’nin hakkıdır. Ancak en haklı olduğumuz konularda bile çıkarlarımızı korurken tercih edeceğimiz yöntem, amaca varmamızı kolaylaştıracak şekilde formüle edilmelidir. Bu bağlamda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri konusunda Türkiye’nin dile getirdiği sıkıntıların ve taleplerin müzakere yoluyla, karşılıklı anlayışı geliştirerek ve ittifak ruhuna uygun şekilde çözülebileceğini ümit ediyoruz’’ sözleriyle Finlandiya ve İsveç’in üyeliklerine destek verilmesini istemesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan hızlı bir yanıt geldi.

Erdoğan: ‘‘TÜSİAD’ın başındaki beyefendi haddini bil, sen çıraksın’’

AKP'nin TBMM grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı, patronlar kulübünü CHP ile ‘‘aynı merkezden yönetilmek’’le itham etti.

Erdoğan, ‘‘NATO meselesinde de İsveç ve Finlandiya somut, net adımlar atana kadar duruşumuzu değiştirmeyiz. Ey TÜSİAD'ın başındaki beyefendi dış politikada bize ders veremezsin. Sen çıraksın. Önce haddini bil. Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Biz dış politikada İsveç, Finlandiya bunlara niye tavır alıyoruz? Sokaklarında terör örgütleri cirit atarken, biz onlara kapılarımızı mı açacağız? Ey TÜSİAD siz onların yanında yer alabilirsiniz, biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız. Sizden önce gelen ağababalarınız da aynı kafadaydılar, görüyorum ki siz de aynı kafadasınız. Eğer TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın. Ve görüyorum ki; siz de CHP ile aynı merkezden idare ediliyorsunuz. Oradan size neyi sufle ediyorlarsa siz de aynen o ağızla konuşuyorsunuz’’ dedi.

Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliği ile ilgili TÜSİAD görüşünü sert bir dille eleştirirken TÜSİAD yöneticilerinin ekonomi ve AB ile ilgili sözleri hakkında değerlendirmede bulunmadı.

TÜSİAD’dan demokrasi, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüne vurgu

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye’nin AB ile ilişkilerin düzelmesini gündeme getirirken bunun sadece ekonomik ilişkilerinin gelişmesine bağlı olmadığının altını çizdi.

Orhan Turan, ‘‘AB ile ilişkilerimizin hayli sorunlu olduğu herkesin malumu. İlişkileri sığınmacı mutabakatına indirgemekten tarafların vazgeçme zamanı gelmiş de geçmektedir. Konuları tek tek pazarlığa açan yaklaşımın sona ermesi, ilişkilerin karşılıklı güvensizlikten arındırılarak canlandırılması, tedarik zincirleri yeniden tanımlanır ve sermaye kendisine yeni adresler ararken, büyük önem taşıyacaktır. Fakat biliyoruz ki AB ile ilişkilerin düzelmesi konusu salt ekonomik toparlanmaya bağlanacak bir mesele değildir. Türkiye’nin potansiyelini sonuna kadar kullanacağı bir noktaya gelinmesi aynı zamanda anayasamızdaki demokratik, sosyal, laik, hukuk devleti tanımlamasına tam anlamıyla uygun bir yönetim yapısı kurmaya bağlıdır. Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, uluslararası taahhütlere sadakat, düşünce ve ifade özgürlüğü toplumumuz ve ekonomimiz açısından birer lüks değil gerekliliktir’’ dedi.

Özilhan: ‘‘Enflasyon halkın satın alma gücünü eritiyor, ücretlerin toplam gelir içindeki payı geriliyor’’

TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ise, hükümetin piyasaya müdahalelerini eleştirirken, yüksek enflasyonun gelir adaletsizliğini arttıracağının altını çizdi.

Özilhan, ‘‘Serbest piyasa modeli dememize rağmen son dönemde piyasa müdahaleleri çok yoğunlaştı. Modelle uyuşmayan uygulamaları belirsizliği arttırdı ve öngörü güçlüğü ortaya çıktı. Devlet ve piyasa arasındaki denge gelir dağılımı açısından da büyük önem taşıyor. Piyasa mekanizmasının çözemediği gelir adaletsizliği sorunu, dünyada sağ popülist dalganın yükselmesi, mülteci akını, yetersiz refah artışı, orta sınıfın erimesi gibi sorunlar da dünyanın önemli problemleri arasına girdi. Enflasyonun yükselme eğilimine girmesi gelir adaletsizliğini daha da artıracak. Enflasyondaki artış, daha önceki enflasyonist dönemlerle karşılaştırılamayacak kadar hızlı. Enflasyon halkın satın alma gücünü eritiyor. Ücretlerin toplam gelir içindeki payı geriliyor’’ dedi.

‘‘Kontrol elden kaçarsa uzun yıllar büyük bedeller ödemeyi gerektiren bir sonuç kaçınılmaz olur’’

Ücretlerde kayıpların nasıl giderileceğinin ortaya konmasını isteyen TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı, risk primlerindeki yükselişin belirsizlik yarattığını ifade etti.

Özilhan, ‘‘İçeride uyguladığımız iktisadi politikalarla beraber risk primi yükseliyor. Sıkı para politikaları ile gelişmiş ülkelerin yavaşlaması cari açık, enflasyon sorunlarımızı ağırlaştıracak. Türk lirasındaki değer kaybının ve enflasyonun ulaştığı seviyelerde, faiz oranlarıyla enflasyon arasındaki makasın geldiği bu noktada istikrarlı bir ekonomiye nasıl geçileceği sorusu da cevap bekliyor. Kendi hesabına çalışanların ve ücretlilerin gelirlerindeki gerilemenin nasıl düzeltileceği toplumsal barış açısından sorulması ve cevaplandırılması gereken diğer bir soru. Dengesizlikler tırmanmaya devam eder ve kontrol elden kaçarsa uzun yıllar büyük bedeller ödemeyi gerektiren bir sonuç kaçınılmaz olur. Belirsizlik, öngörülemezlik ve kendini güvende hissetmemek sadece ekonomi açısından değil toplumsal hayat açısından da olumsuzluk yaratır. Bunun bir sonucu ge en iyi eğitimli, yabancı dil bilen, dijital çağa uygun becerilere sahip gençler ülkeden ayrılmaya başlaması oldu’’ diye konuştu.

XS
SM
MD
LG