Bundan iki yıl önce 24 Kasım 2015’te bir Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından kopma noktasına gelen Türkiye-Rusya ilişkileri, özellikle 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından hızla düzeldi.
Darbe girişimi sonrası ilk yurtdışı ziyaretini 9 Ağustos 2016’da Moskova’ya yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o tarihten bu yana iki kez Rusya’da (10 Mart 2017 ve 3 Mayıs 2017) iki kez de Türkiye’de (10 Ekim 2016 ve 27 Ekim 2017) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüştü.
İki liderin, 16 ay içindeki dördüncü Rusya buluşması ise 13 Kasım’da.
Bu süre zarfında Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrei Karlov’a düzenlenen suikastle ilgili krizi aşan iki ülke, özellikle Suriye’de işbirliği yapıyor. Moskova toplantısında da öncelikli gündem maddesinin Suriye, özellikle İdlib ve daha küçük ölçekte de Afrin’in olması bekleniyor.
Dr. Bayraktar: “Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin PYD rahatsızlığını Rus lidere iletecektir”
İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Yardımcı Doçent Bora Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye Halkları Kongresi’ne PYD’nin katılımıyla ilgili itirazlarını birinci ağızdan Rusya liderine aktaracağı kanısında.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Bayraktar, “Suriye Savaşı’nın sonuna yaklaşılıyor gibi. Siyasi çözüm ön planda. Ruslar’ın düzenlemek istediği Suriye Halkları Kongresi sıkıntı yarattı. Öncelikle Suriye muhalefeti ‘halkları’ tabirine itiraz ediyor ve bunu ayrıştırma projesi gibi görüyor. Türkiye, PYD’nin davet edilmesinden duyduğu rahatsızlığı geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın ağzından duyduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konunun altını kalın çizgilerle çizecektir” dedi.
Soçi’deki Suriye Halkları Kongresi’nin tarihi netleşmedi
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Dr. Bayraktar’ın işaret ettiği televizyon açıklamasında “PYD, bizim için bir kırmızı çizgidir. Çünkü PYD bir terör örgütüdür. PKK'nın Suriye'deki uzantısıdır. PYD'li olmayan Kürtler’le bizim bir sorunumuz yok. Onların asıl masada olması gerekir. Ama PYD ve YPG'nin masada olması bizim açımızdan kabul edilemez. O toplantı ertelendi, bize verilen bilgi PYD’nin davet edilmeyeceği şeklinde” dedi.
Moskova’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da kongre gündemi ve tarihinin Türkiye ve İran’la müzakere edileceğini teyit etti.
Rusya Dışişleri Bakanı, “Kongre iptal edilmedi veya ertelenmedi. Çünkü resmi olarak bir tarih zaten duyurulmamıştı. Şimdi Astana sürecinin garantörlerinden Türkiye ve İran ile kongrenin gündemi ve zamanlaması istişare ediliyor. Resmi takvimin yakın zamanda duyurulacağını umuyoruz” diye konuştu.
Bayraktar: “YPG, güneye inmeye devam eder ve ABD ile ilişkisini sürdürürse Rusya, Türkiye’ye Afrin yolunu açabilir”
Bayraktar, PYD/YPG’nin kongreye katılımı dışında bu örgütün kontrolünde olan Afrin operasyonun da Erdoğan-Putin görüşmesinde konuşulmasının muhtemel olduğunu düşünüyor: “Türkiye, Afrin operasyonunun önünü açmak istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda bir kez daha Rusya lideriyle konuşacaktır. Bence burada PYD/YPG’nin takınacağı tutum belirleyici olacaktır. Eğer YPG bugüne kadar yaptığı gibi Suriye’nin güneyine inmeye devam eder, Suriye’ye set çekmeyi sürdürür ve ABD’yle ilişkilerini aynı şekilde idare etmeyi sürdürürse Rusya, cezayı keser Türkiye’ye Afrin için sınırlı bir yol açabilir. Tabii Moskova yönetiminin Kürt kartını tamamen kaybetmeyi istemeyeceğini de not düşeyim.”
Aydın Sezer: “Türkiye’den beklenen İdlib’in radikallerden temizlenmesi”
Türkiye Rusya Araştırmalar Merkezi (TÜRAM) Kurucu Eş-Başkanı Aydın Sezer de Suriye’deki fotoğrafın değiştiğine dikkat çekiyor.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Sezer, “Rusya, Esat’ı; savunma, güvenlik ve enerji (konuları) hariç Kürtler’e otonomi vermeye ikna etmişti. Hatta Eylül sonunda Suriye Dışişleri Bakanı ‘özerkliği müzakere edebiliriz’ demişti. Ancak ABD destekli muazzam silahlı YPG/PYD, Rakka ve Deyrizor başarılarından sonra bu sözleri kendileri için yetersiz buluyor olabilir. Tabii şu da önemli özellikle El Ömer petrol sahasının YPG tarafından ele geçirilmesinden sonra Suriyeli yetkililer, ‘Merkezi olmayan bir hükümet ya da benzeri bir şeyin kurulması imkansızdır’ yönünde açıklamalar yapıyor. PYD’den Rakka’dan çekilmesi isteniyor. Bunları alt alta koyduktan sonra Rusya, Kürtler’i asla Türkiye’ye tercih etmez. Türkiye her zaman vazgeçilmezdir. Ama Astana’daki pakette Afrin yoktu. Türkiye’den beklenen İdlib’in radikallerden bir biçimde temizlenmesi” dedi.
Aydın Sezer: “Akkuyu’daki pürüzler bir türlü giderilmiş değil”
TÜRAM Eş-Başkanı, iki lider arasında bir diğer önemli konunun Akkuyu nükleer santrali olduğunda ısrarcı: “Türkiye-Rusya ilişkilerindeki tek ciddi konu, artık yılan hikayesine dönen Akkuyu nükleer santrali. Rusya Ekim başından beri projeye ortak olacak Türk firmalarının denetimini Baker Tilly aracılığıyla sürdürüyor. Cengiz, Kolin ve Kalyon’un mali durumları şu aşamada inceleniyor. Biliyorsunuz, proje 22 milyar dolar tutarında bir yatırım gerektiriyor. Bunun %49’u Türk tarafınca yapılacak. Rusya bugüne kadar 3 milyar dolar yatırdı. Türk tarafının da en az bu kadar parayı koyması gerekiyor. Bu konu iki liderin görüşmesinde önemli bir başlık olacak. Akkuyu’daki pürüzler hala giderilmiş değil.”
Rusya’nın sürecin sürüncemede kalmasından rahatsız olduğunu vurgulayan Sezer, var olan pürüzler nedeniyle Atom Enerjisi Kurumu’nun Akkuyu’da sınırlı inşaat izni verdiğinin de altını çiziyor.