Washington Post, cinsel saldırı suçlamasıyla yargılanan ünlü komedyen Bill Cosby’nin 3 ila 10 yıllık hapis cezasına çarptırılmasıyla ilgili habere yer veriyor. Gazete, 1980’li yıllarda Cosby Show’da canlandırdığı aile babası karakteriyle milyonların gönlüne taht kuran Cosby’nin 81 yaşında hapse girmesinin ve cinsel saldırgan olarak resmi kayıtlara geçmesinin, eğlence dünyasında şimdiye kadar görülmüş en çarpıcı itibar kaybı hikayelerinden biri olduğu yorumunda bulunuyor. Cosby’ye yönelik cinsel saldırı suçlamaları, 1960’lı yıllara dayanıyor. Ancak şimdiye kadar 60’dan fazla kadının Cosby tarafından cinsel saldırıya uğradıklarını iddia etmelerine rağmen sadece Temple Üniversitesi eski basketbol antrenörü Andrea Constand’in açtığı davadan ceza kararı çıktı.
New York Times ise Başkan Trump’ın Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösterdiği Yargıç Brett Kavanaugh’ya cinsel saldırı suçlaması yönelten ikinci kadın olan Deborah Ramirez’e karşı saldırıya geçtiğini ve Ramirez’in elinde hiçbir kanıt olmadığını iddia ettiğini yazıyor. Gazete, Kavanaugh ve Kavanaugh’yu suçlayan ilk kadın olan Christine Blasey Ford’un Senato Yargı Komisyonu önünde ifade verecekleri Perşembe gününün yaklaşmasıyla baskıların arttığını hisseden Trump’ın Demokrat Parti’yi hileli bir oyun oynamakla suçladığını bildiriyor. Habere göre Trump, Cumhuriyetçi Partili bazı Kongre üyelerinin Kavanaugh’ya yönelik suçlamaların ciddiye alınması gerektiği uyarılarına rağmen Ramirez’e yönelik olarak, “Olayın olduğu sırada sarhoş olduğunu, hafızasında boşluklar olduğunu itiraf etti. Elinde hiçbir kanıt yok,” ifadelerini kullandı. Öte yandan gazete, Perşembe günkü oturumda Christine Ford’u Arizona eyaletinden cinsel suçlar konusunda deneyimli bir kadın savcının sorgulayacağını bildiriyor. Oysa Ford, Yargı Komisyonu’ndaki senatörlere ifade vermeyi tercih ettiğini belirtmişti.
Los Angeles Times ise Başkan Trump’ın dün New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dünya liderlerine hitaben yaptığı konuşmanın ayrıntılarını aktarıyor. Gazete, Trump’ın, “Benim yönetimim, ülkemizin tarihi boyunca hemen hemen hiçbir başkanın başaramadığı kazanımlara imza attı,” şeklindeki sözlerinin Genel Kurul’da gülüşmelerle karşılandığını yazıyor. Habere göre Trump, konuşmasında, büyük başarılar olarak İran nükleer anlaşmasından çekilme, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nden ayrılma, Birleşmiş Milletler’in desteklediği göç anlaşmasını imzalamayı reddetme ve İsrail’deki Amerikan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararlarını sıraladı. 35 dakikalık konuşmasının büyük bölümünü “Önce Amerika” politikasının reklamını yapmaya ayıran Trump, “Küreselleşme ideolojisini reddediyoruz, vatanseverlik doktrinini benimsiyoruz,” dedi. Göç meselesine de değinen Trump, kaçak ve kontrolsüz göçün tehlikeli olduğunu ve her ülkenin göç politikalarını kendi ulusal çıkarları doğrultusunda oluşturması gerektiğini vurguladı. Trump, “Göç politikaları, halkımıza hesap verecek durumda olmayan uluslararası bir kurum tarafından oluşturulmamalı. Göç krizinin uzun vadeli çözümü, insanlara kendi memleketlerinde umut dolu gelecekler inşa etmesini sağlamaktır,” ifadelerini kullandı.
Los Angeles Times bugün ayrıca Demokrat Partili kadın seçmenler hakkında Güney California Üniversitesi’yle ortak yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına yer veriyor. Gazete, eğitim seviyesi yüksek, büyük kentlerin banliyölerinde yaşayan kadın seçmenlerin Kasım ayındaki Kongre ara seçimlerinde sandık başına gitme oranının çok yüksek olacağını, bunun da Demokrat Parti’nin elde edeceği kazanımları arttıracağını öngörüyor. Araştırmaya katılan seçmenlerin dörtte üçü, ara seçimlerde kullanacakları oyun Trump hakkındaki görüşlerinin bir yansıması olacağını söyledi. Yaz aylarında yapılan araştırmalarda erkek seçmenlerin sayı olarak iki parti arasında bölündüğü gözleniyordu. Ancak gazete, kadın seçmenler açısından durumun çok daha farklı olduğunu vurguluyor. Genellikle Demokrat Parti eğilimli olan kadın seçmenlerin Cumhuriyetçi adaylara verdiği desteğin daha da azaldığı görülüyor. Ankete katılan ve Demokrat Partili adaylara oy vereceklerini açıklayan kadın seçmen oranı yüzde 64. Banliyölerde yaşayan varlıklı kadınlar, evli beyaz kadınlar ve üniversite derecesi olmayan beyaz kadınlar, şimdiye kadar Cumhuriyetçi Parti açısından oy potansiyeli yüksek, kritik bir seçmen kitlesiydi. Ancak gazete, özellikle cinsel taciz ve saldırı vakalarını gün yüzüne çıkaran MeToo hareketinin etkisiyle son bir yıl içinde kadın seçmenlerin büyük oranda fikir değiştirdiği ve bunun, Kongre’deki dengeler üzerinde etkili olabileceğini yazıyor.