Şanlıurfa’da bulunan ve dünyanın en eski anıtsal tapınağı olan Göbekli Tepe, UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne girdi. Böylece Türkiye’nin listeye giren eser sayısı 18’e yükseldi.
Göbekli Tepe’deki tarihi varlıkları ortaya çıkarmak için yapılan kazılar 1995 yılında başladı. Hayvan figürleriyle yontulmuş taşları ve T biçimli sütunlarıyla 12 bin yıllık dairesel yapılar, tarım devriminden ve hatta çanak çömlek yapımının icadından bile daha eski. Göbekli Tepe’nin uygarlığın kökeni hakkındaki görüşleri değiştirdiğini savunan uzmanlara göre Göbekli Tepe belki de tüm insanlığın tarihini baştan yazabilecek bir öneme sahip.
Alman Arkeolog Prof. Klaus Schmidt tarafından Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün desteğiyle sürdürülen kazılarda ortaya çıkarılan Göbekli Tepe’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınması süreci altı yıl önce başladı. İlk başvuruda alan geçici listeye alındı.
Bahreyn’in Manama kentinde düzenlenen 42. Dünya Mirası Komite toplantılarının pazar günü yapılan oturumunda ise Göbekli Tepe’nin daimi listeye alınmasına karar verildi.
İstanbul ve Chicago üniversitelerinden araştırmacıların 1963'teki yüzey çalışmaları sırasında fark edilen Göbekli Tepe’deki kazılar, 1995’ten beri Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesince yürütülüyor.
İstanbul Üniversitesi Tarih öncesi arkeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Göbekli Tepe Bilimsel Danışma ve Eşgüdüm Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Necmi Karul, Göbekli Tepe’nin listeye girmesiyle Türkiye’nin sorumluluğunun arttığını söyledi. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Karul, “Göbekli Tepe’nin Dünya Kültür Mirası listesine girmesi benim için oldukça sevindirici bir gelişme. Diğer taraftan Göbekli Tepe’nin bunu zaten uzun süredir hak ettiğini ve açığa çıkan arkeolojik kalıntıların Dünya Kültür Miras’ına birçok yerden daha fazla katkı yaptığını bildiğimiz için çok sürpriz bir gelişme değil. Göbekli Tepe’yi çağdaşlarından dünya mirası bağlamında ayıran en önemli özelliği, yerleşik yaşamın başlangıcına ilişkin en eski ve en anıtsal kalıntıların bulunduğu yer olması. İlk en eski anıt olması en eski kült yapıların olduğu yerlerden biri olması bakımından Anadolu’nun evrensel kültür tarihine yaptığı katkıyı göstermesi açısından oldukça önemli” dedi.
Karul bundan sonraki süreç için uyarılar da yaparak, “Dünya Kültür Mirası listesine girmesi çoğu kez o alanlara katkıdan ziyade zarar getirdiğini söyleyebiliriz. Bu listeye giren yerler çok büyük ziyaretçi baskısı altına giriyor ve günden güne arttıkça orda alacağınız önemler yetersiz kalıyor. Bu Göbekli Tepe için değil, bütün benzeri örnekler için geçerli. Listeye girmiş olmak sevindirici ama korunmasıyla ilgili birçok sorun getireceğini hesaba katmamız gerekir. Ne kadar sevindirici olsa da büyük bir sorumluluk ve koruma önlemini beraberinde getirmesi gereken bir durum. Her şeyin bittiği anlamına gelmiyor, sorumluluğumuzu arttırır” diye konuştu.
Göbekli Tepe ile birlikte Türkiye’de ‘Dünya Kültür Mirası’ listesine giren eser sayısı 18’e yükseldi.