Gazze’de üç haftadır süren çatışmalar devam ederken, bölge halkı nasıl yaşıyor? Yaralılar için yeterli tıbbi malzeme bulunabiliyor mu? Temel ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor? Bunlar herkesin cevabını bulmak istediği sorular. Biz de bu soruları Gazze’de bulunan Amerika’nın Sesi muhabiri Scott Bobb’a yönelttik. Scott Bobb, halkın duygularını şöyle özetledi: “Halk, korku, tedirginlik, öfke ve üzüntü, bunların hepsinin karışımını yaşıyor. Üç haftadır devam eden çatışmalardan söz ediyoruz. Herkes yaralanan ölen birçok kişi tanıyor, yakınlarını kaybetmiş, ölümlere tanık olmuş. Bir roket saldırısında 10 çocuğun öldüğünü görenlerle konuştum. Bir çocuk kardeşinin kucağında öldüğünü görmüş, bu acıyı yaşamış. Herkes çok öfkeli. Büyük bir umutsuzluk da hissediliyor.”
Peki bu insanların gidebilecekleri, saklanabilecekleri yerler yok mu? Scott Bobb, ‘hayır,yok’ diyor ve umutsuzluğun da can kayıplarından sonra en çok bundan kaynaklandığını söylüyor: “Gidebilecekleri hiçbir yer olmadığını biliyorlar. Birleşmiş milletler’e ait okul, hastane vuruldu. BM binalarında 100 bin Gazzeli barınıyor. Birçok Filistinli artık bunu kabullenmiş durumda. Kendilerini bir hapisanede gibi hissettiklerini söylüyorlar. Açık hedef olarak bekliyorlar. Zaten bir yere gidebilmek çin de özel izin gerekiyor, bu izni de İsrailli yetkililerden almak zorundalar. İsrail de kimseye izin vermiyor. Bütün geçiş noktaları kapalı. İsrail’e de Mısır’a de geçiş yasak. Bu yüzden herkes beklemede.”
Gazzeliler’in günlük ihtiyaçlarını nasıl karşıladıkları, yiyecek, su ve sağlık malzemesi gibi en temel ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını da soruyoruz Scott Bobb’a. O da durumun ne kadar kırılgan ve belirsiz olduğunu anlatıyor: “Hastanelerde malzeye sıkıntısı giderek artıyor. Yardım görevlileri ellerinden geleni yapsa da yardım yeterli değil. Çabuk bozulan ateşkesler sırasında halk dışarı çıkıp evlerine yiyecek ve su alıp stok yapmaya çalıştı. Ancak herşey çok çabuk tükeniyor. Yiyecek bulma konusunda kimse fazla şikayet etmiyor, şikayetler daha çok fiyatların çok yüksek olmasından kaynaklanıyor. Fazla para harcamak istemedikleri için fiyatların hızla artmasından şikayet ediyorlar. Birçok dükkan ve süpermarket zaten kapalı. Burada durum çok çabuk değişebiliyor ve bir dakika sonra ne olacağını kestinmek zor.”
Birçok kişi, hem kendisinin hem de ailesinin geleceğinden kaygılı. Daha kaç gün yaşayacağını kimse bilmiyor. Peki az da olsa bir umut ışığı var mı? Scott Bobb, böyle bir durumda umut duymanın ne kadar mümkün olduğunu sorguluyor: “Burada günün birinde birşeylerin değişeceği ve hayatın normale döneceği yolunda umut az da olsa mevcut. Ancak ateşkeslerin kısa sürmesi moralleri bozuyor. Umut yok denecek kadar az aslında. Herkes ailesinin, çocuklarının geleceği için kaygılı ve barışın bir şekilde gelmesini dört gözle bekliyor. Bazıları da öfkeli. Gidecek yerleri olmadığını, kendilerini savunmaktan başka çareleri kalmadığını düşünüyor ve savaşmaya kararlı görünüyor.”
Scott Bobb’a göre, halkın içinde bulunduğu günlük yaşam koşulları durumu daha da zorlaştırıyor. Örneğin hava aşırı sıcak, bazı yerlerde hala elektrik yok, yiyecekleri muhafaza etmek bu yüzden zor. Ateşkes ilan edilir edilmez, herkes fırınların önünde kuyruklar oluşturuyor: “Ortadoğu’da yaz çok sıcak geçiyor. Gazze deniz kıyısında olduğu için oldukça rutubetli. Elektrik yok, sıcak hayatı çok etkiliyor. Tehlikeli ortama rağmen halk hava almak için sokaklara çıkıyor. Han Yunus sınır kapısının açık tutulması sayesinde yiyecek sıkıntısı çok fazla değil.İsrail gıda malzemesi geçişine izin veriyor. Ancak yiyecek fiyatlarının çok yüksek olması ayrı bir sorun. Çünkü Gazzeliler çalışamıyor, İsrail’deki işlerine gidemiyor, maaş alamıyorlar, dolayısıyla paraları da yok. Aileler birbirlerine yardım ediyor, camilerde yiyecek dağıtılıyor. Şimdiye kadar Birleşmiş Milletler’in yardımı çok sınırlı kaldı.”
Buarada İsrail’le Hamas arasında ateşkes sağlamak ve çatışmaları durdurmak için yapılan uluslararası diplomatik çabalar devam ediyor. Amerika’nın Sesi’nin Gazze’de bulunan muhabiri Scott Bobb, şu anda durumun yakında düzeleceğini gösteren bir belirti olmadığını söylüyor.
