Erişilebilirlik

İdlib’de Gergin Bekleyiş


İdlib’de muhalif güçler Rusya ve İran’ın desteklediği muhtemel bir rejim saldırısına karşı son hazırlıklarını yapıyor.

Suriye muhalefetinin kaderi yabancı güçlerin elinde görünüyor. Fakat bu sefer bölünmüş durumdalar ve bazı muhaliflere sadece Türkiye’nin desteği var.

Özgürlük İçin Ulusal Cephe’nin sözcüsü Nabij el Mustafa, “Bütün dünya bizden vazgeçti ama Türkiye geçmeyecek” diyor.

Olası bir saldırıda İdlib’deki 3 milyonluk nüfus ve 60 binden fazla savaşçı Türkiye’nin sınırına dayanabilir.

Ankara, İran ve Rusya’ya diplomatik çözüm çağrısı yaparken bir yandan da bölgedeki güçlerine takviye gönderiyor.

Rusya’dan gelecek bir yeşil ışık sonrası ancak İdlib’e yönelik bir saldırının başlaması mümkün görünüyor. Diplomatik çabalar da sürüyor. Moskova Ankara’nın Amerika’yla ilişkileri en düşük seviyedeyken Türkiye’yle ilişkilerini güçlendirmek niyetinde.

Pazartesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le 10 gün içinde ikinci kez görüşecek. Görüşme Rusya’nın Soçi kentinde olacak.

Türk-Arap ilişkilerinde uzman Mustafa Ellabbad Kuveyt el-Qabas gazetesine yazdığı yazıda, “Rusya, Suriye ve Ortadoğu’da etkisini kanıtladıktan sonra Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırmayı Suriye’deki muhalifler üzerindeki askeri bir zaferden daha fazla isteyecektir” diyor.

İdlib, Lübnan büyüklüğünde bir alan ve yıllardır muhaliflerin kalbi durumunda. Türkiye sınırındaki İdlib’e silah sevkiyatı ve yardım güvenli şekilde yapılabiliyor.

Son iki yıldır bölgeye, kontrollerindeki alanların rejim güçlerine geçmesinin ardından 20 bin civarında muhalif savaşçının geldiği tahmin ediliyor. Rejim kontrolünde olmayı kabul etmeyenlerin de otobüslerle İdlib’e gönderilmesiyle bölgedeki nüfus ikiye katlandı.

60 bin muhalif savaşçının arasında Tahrir el Sham’dan da en az 10 bin radikalin olduğu düşünülüyor. Çin, Avrupa, Ortadoğu’dan gelenlerin radikal grupların omurgasını oluşturduğu tahmin ediliyor.

Türkiye İdlib’de kurduğu 12 askeri gözlem noktasına takviye gönderiyor.

Türkiye’nin ayrıca İdlib’in kuzeyi ve doğusunda askerleri konuşlanmış durumda. Türkiye bu bölgedeki muhalifleri ve yerel yönetimi destekliyor. Bu 3 milyondan fazla Suriyeli mültecinin dönebileceği yer olarak oluşturulan güvenli bir bölge.

Yakın Doğu Siyaseti İçin Washington Enstitüsü’nden Fabrice Balanche’a göre muhaliflerin aklında olan Türkiye’nin desteğiyle Suriye Kuzey Cumhuriyeti kurmak. “Türkiye tarafından korunan Kuzey Kıbrıs gibi” diyor Balanche.

Türkiye’nin yönetimindeki alanlar herhangi bir saldırı durumunda İdlib’de yerlerinden olacak siviller ve muhalifler için. İdlib’e yönelik olası bir saldırı Türkiye’ye yönelik bazı tehditler içeriyor. İnsani kriz, savaşı kaybetme ihtimaliyle binlerce silahlı kişinin sınıra yığılması ve güvenli bölge oluşturma planlarının bozguna uğraması.

Eğer, Suriye İdlib’i muhalif savaşçıların geleceğine dair bir anlaşma yapmadan alırsa, Şam Türkiye’nin kontrolündeki bölgeyi de tehdit edebilir ve Ankara muhalif savaşçılar üzerindeki etkisi ve Şam’la gelecekteki herhangi bir anlaşmada avantajını yitirebilir.

Brüksel merkezli Uluslararası Kriz Grubu’ndan Sam Heller, Suriye ordusu ve Şam’ın müttefiklerinin Türkiye’ye zararı olmadan İdlib’e operasyon düzenlemesinin başka bir yolunun olmadığını söylüyor.

Türkiye’nin muhalif bölgelerdeki stratejisi ise radikal savaşçıların varlığı nedeniyle karışık bir hal almış durumda.

Ulusal Cephe son aylarda İdlib’de radikal Tahrir Al Sham HTS’den bazı bölgeler almış durumda. Bununla birlikte HTS, bölgenin yaklaşık yüzde 70’ini kontrol ediyor. 2 hafta önce Türkiye, örgütü terörist grup olarak ilan etti.

Ancak askeri bir saldırı öncesinde HTS Ulusal Cephe’den farklı birimlerle ortak operasyon merkezleri oluşturdu.

Ağustos ayında HTS lideri Abu Muhammed al Golani Esat güçlerine karşı savaşma vaadinde bulunmuş, bölgedeki Türk gözlem noktalarının koruma olmadığını belirtmişti.

HTS’nin İdlib’deki sözcüsü de Türkiye’nin desteklediği muhalif grupların tasfiye etmeyi tartışmanın zamanı olmadığını belirtiyor. Ona göre grup içindeki yabancı savaşçılar için bir düzenleme yapılmalı.

Sözcü Imad Eddin Mujahed, “Şimdi savaştan daha fazla gürültülü bir ses yok” diyor. Mujahed, “Birçok askeri sürprizimiz var, işgalcileri hayal kırıklığına uğratmaya yetecek kadar” diyor.

İdlib’de son iki haftada Suriye devrimini temsil eden bayraklarla gösteriler düzenlendi. Bölgenin aşırıcılar için bir kötülük yuvası olduğu reddedildi.

Gösterilerdeki bazı pankartlarda, “Muhalifler umudumuz ve Türkler kardeşimiz” yazıyordu.

Suriye güçleriyle İran’ın desteklediği militanların Türk askeriyle bir çatışmadan uzak durması bekleniyor. Fakat Suriye hükümetiyle İran’ın tutumu net: Bütün Suriye topraklarını geri almak. Amerika’yla Türkiye’nin etkisinin arttığını görmek istemiyorlar.

Şam ve Tahran, Batı’nın muhaliflere destek vererek cihatçıları teşvik ettiğini ve şimdi de Suriye’nin onlardan kurtulmasına izin vermesi gerektiğini belirtiyor.

Balanche, “Esat ve Rusya uluslararası topluma tercih sundu: Önce herkesi öldürürüz. İkincisi İdlib’i korumak istiyorsanız iyi olduğunu düşündüklerinizi alın. Bu alaycı fakat uluslararası toplumu çelişkileriyle yüzleştiriyor” diyor.

Ulusal Cephe sözcüsü Al-Mustafa, muhaliflerin hayati bir savaşa hazırlandığını kaydediyor.

Ancak ekliyor, “Savaşı kaybedersek davamız sona ermeyecek.”

XS
SM
MD
LG