LONDRA —
Cenevre görüşmelerinin ayrıntıları kamuoyuna açıklanmadı, ancak hem İran, hem de görüşmelere katılan altı ülkenin temsilcileri umutlu görünüyor ve görüşmeleri ”ileriye dönük” ve ”somut” bir adım olarak niteliyor.
Taraflar, 7 ve 8 Kasım’da yine Cenevre’de biraraya gelecek. Her iki taraftan da nükleer bilimciler ve yaptırım uzmanları, görüşmeler öncesinde hazırlık toplantıları gerçekleştirecek.
Uzman Mark Fitzpatrick, görüşmelerin olumlu bir havada sona ermesine rağmen iki tarafın da kapsamlı bir anlaşmaya zemin hazırlayacak diplomatik herhangi bir atılımdan söz etmediğine dikkati çekiyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’ndeki Silahların Yayılmasını Önleme ve Silahsızlanma Programı Başkanı Mark Fitzpatrick, İran’ın nükleer programıyla ilgili görüşmeleri şöyle değerlendiriyor: ”İran’ın ne önerdiği konusunda henüz elimizde fazla ayrıntı yok. Uranyum zenginleştirme programlarından bizim istediğimiz ölçüde taviz vermeye ve plütonyum üretme reaktörlerine sınırlama getirmeye yanaşacaklarını sanmıyorum. Ancak bir plan sundular. Plan, nükleer programla ilgili kaygıları giderecek şeffaflığı sağlamak için sadece birkaç adımdan oluşan bir öneri.”
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Silahsızlanma Programı Başkanı Mark Fitzpatrick, İran’ın uranyum zenginleştirmeye hakkı olduğu iddiasını da şöyle eleştiriyor: ”İran, uranyum zenginleştirme hakkı olduğunun kabul edilmesini istiyor. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması, uranyum zenginleştirmeyi yasaklamıyor; nükleer enerjinin barışçı amaçlar için kullanılmasını bir ülkenin elinden alınamaz bir hak olarak görüyor. Birçok ülke, bu hakka, nükleer enerjinin sivil amaçı kullanımının da dahil olduğu kanısında. Ancak bu hakkın bazı şartları var. Şartlardan biri, nükleer silah yayılımını önlemeye ilişkin sorumluluklarını yerine getirmek, ki İran bu kuralı ihlal etti. Ülkeler, uranyum zenginleştirmenin koşullu bir hak olduğunu kabul ediyor. İran, uluslararası toplumu, nükleer programının barışçı amaçlı olduğuna ikna ettiğinde uranyum zenginleştirmesi engellenemez. Yeni tur görüşmelerde bu konu gündeme gelecektir.”
Silahsızlanma uzmanı Mark Fitzpatrick, İran’ın nükleer programıyla ilgili bir sonraki adımları şöyle açıklıyor: ”Yıllar boyunca akılcı bir plan sunmayı reddeden İran sonunda masaya makul bir teklifle geldi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya, şimdi evlerine dönüp İran’ın teklifine nasıl yanıt vereceklerini düşünmeli. Örneğin İran bazı konularda uyumlu davranırsa hangi yaptırımlar koşula bağlanabilir? Tahran, şartlı uranyum zenginleştirme hakkı üzerinde durabilir. Yeni tur görüşmelerde bu altı ülkenin İran’ın planına bir karşı teklifle yanıt vereceğini tahmin ediyorum.”
Kasım’daki Cenevre görüşmelerinin yeni turuyla ilgili birçok beklenti olduğu gibi çok da soru işareti var. İran’ın sunduğu planın ayrıntıları bilinmediği için uzmanlar konuya temkinli yaklaşıyor.
Taraflar, 7 ve 8 Kasım’da yine Cenevre’de biraraya gelecek. Her iki taraftan da nükleer bilimciler ve yaptırım uzmanları, görüşmeler öncesinde hazırlık toplantıları gerçekleştirecek.
Uzman Mark Fitzpatrick, görüşmelerin olumlu bir havada sona ermesine rağmen iki tarafın da kapsamlı bir anlaşmaya zemin hazırlayacak diplomatik herhangi bir atılımdan söz etmediğine dikkati çekiyor.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’ndeki Silahların Yayılmasını Önleme ve Silahsızlanma Programı Başkanı Mark Fitzpatrick, İran’ın nükleer programıyla ilgili görüşmeleri şöyle değerlendiriyor: ”İran’ın ne önerdiği konusunda henüz elimizde fazla ayrıntı yok. Uranyum zenginleştirme programlarından bizim istediğimiz ölçüde taviz vermeye ve plütonyum üretme reaktörlerine sınırlama getirmeye yanaşacaklarını sanmıyorum. Ancak bir plan sundular. Plan, nükleer programla ilgili kaygıları giderecek şeffaflığı sağlamak için sadece birkaç adımdan oluşan bir öneri.”
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Silahsızlanma Programı Başkanı Mark Fitzpatrick, İran’ın uranyum zenginleştirmeye hakkı olduğu iddiasını da şöyle eleştiriyor: ”İran, uranyum zenginleştirme hakkı olduğunun kabul edilmesini istiyor. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması, uranyum zenginleştirmeyi yasaklamıyor; nükleer enerjinin barışçı amaçlar için kullanılmasını bir ülkenin elinden alınamaz bir hak olarak görüyor. Birçok ülke, bu hakka, nükleer enerjinin sivil amaçı kullanımının da dahil olduğu kanısında. Ancak bu hakkın bazı şartları var. Şartlardan biri, nükleer silah yayılımını önlemeye ilişkin sorumluluklarını yerine getirmek, ki İran bu kuralı ihlal etti. Ülkeler, uranyum zenginleştirmenin koşullu bir hak olduğunu kabul ediyor. İran, uluslararası toplumu, nükleer programının barışçı amaçlı olduğuna ikna ettiğinde uranyum zenginleştirmesi engellenemez. Yeni tur görüşmelerde bu konu gündeme gelecektir.”
Silahsızlanma uzmanı Mark Fitzpatrick, İran’ın nükleer programıyla ilgili bir sonraki adımları şöyle açıklıyor: ”Yıllar boyunca akılcı bir plan sunmayı reddeden İran sonunda masaya makul bir teklifle geldi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya, şimdi evlerine dönüp İran’ın teklifine nasıl yanıt vereceklerini düşünmeli. Örneğin İran bazı konularda uyumlu davranırsa hangi yaptırımlar koşula bağlanabilir? Tahran, şartlı uranyum zenginleştirme hakkı üzerinde durabilir. Yeni tur görüşmelerde bu altı ülkenin İran’ın planına bir karşı teklifle yanıt vereceğini tahmin ediyorum.”
Kasım’daki Cenevre görüşmelerinin yeni turuyla ilgili birçok beklenti olduğu gibi çok da soru işareti var. İran’ın sunduğu planın ayrıntıları bilinmediği için uzmanlar konuya temkinli yaklaşıyor.