Washington Post, Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın seçimlere çok kısa süre kala Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton’ın dışişleri bakanlığı yaptığı sırada resmi yazışmalarını özel bir elektronik posta sunucusu üzerinden yapmasıyla ilgili soruşturmayı yeniden açmasına yönelik tepkilere yer veriyor. Habere göre gerek Demokrat gerekse Cumhuriyetçi Partili Kongre üyeleri, FBI Direktörü James Comey ve Adalet Bakanı Loretta Lynch’ten, eski Kongre üyesi Anthony Weiner’ın bilgisayarında bulunan elektronik posta yazışmalarına ilişkin soruşturmaya derhal açıklık getirmelerini istedi. Aralarında eski Adalet Bakanı Eric Holder ve Başkan George W Bush döneminde adalet bakanı yardımcılığı yapan Larry Thompson’ın da bulunduğu bir grup siyasetçi, FBI Direktörü Comey’nin niyetine şüpheyle bakmadıklarını, ancak yeni ele geçirilen yazışmaların önemiyle ilgili kamuoyunda başlayan tartışmaların seçimlere günler kala rahatsızlık yarattığını bildirdi. Washington Post, FBI’ın elinde, Weiner’ın bilgisayarındaki binlerce yazışmayı hızlı bir şekilde tarayacak yazılıma sahip olduğunu, ancak yazışmaların gizli veriler içerdiği sonucu çıkması durumunda yapılacak analizlerin haftalar süreceğini bildiriyor.
Washington Post bugün iç sayfalarında ise dün Cumhuriyet gazetesine yapılan baskını sert bir dille eleştiren bir makaleye de yer veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başta ifade özgürlüğü olmak üzere tüm hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan uygulamalara imza attığını yazan gazete, Türkiye’nin otoriter bir “tek adam” rejimine doğru hızlı adımlarla ilerlediğini belirtiyor. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin 180 ülke arasında Tacikistan ve Kongo arasında 151’inci sırada yer aldığını hatırlatan Washington Post, Gülen hareketinin izlerini silmek için başlatılan operasyonların, bu hareketi başından bu yana eleştiren Cumhuriyet gazetesine yönelik baskını kesinlikle haklı çıkarmadığını vurguluyor. Mülteci krizi ve IŞİD’le mücadele nedeniyle Amerika ve Avrupa’nın Türkiye’ye muhtaç olduğunu, bu yüzden de antidemokratik uygulamalara sessiz kaldıklarını kaydeden gazete, Amerika’nın tıpkı Çin ve Rusya’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdiği gibi Türkiye’deki ihlallere de tepki göstermesi gerektiğinin altını çizdi.
New York Times’ın bugünkü ana sayfasında ise Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Donald Trump’ın yeni ele geçirilen belgelere göre 1990’lı yıllarda yasal olarak kullandığı bir taktikle milyonlarca dolarlık vergi ödemekten kurtulduğuna dair haber göze çarpıyor. Kongre’nin daha sonra yasadışı ilan ettiği bu taktiği ve ele geçirilen belgeleri inceleyen vergi uzmanları, Trump’ın 1990’larda yasal olan uygulamanın sınırlarını sonuna kadar zorladığı yorumunda bulunuyor. Gazeteye göre 1995 yılında yaklaşık bir milyar dolarlık gelir kaybı beyan eden ve bunu 18 yıl boyunca gelir vergisi ödemekten kaçınacak şekilde kullanan Trump’ın ilan ettiği bu kayıplar, aslında başka yatırımcılara aitti. New York Times, başkalarının borçlarını kendisininmiş gibi gösterip yıllardır vergi ödemeyen Trump’ın, 40 yıldan uzun süredir tüm Demokrat ve Cumhuriyetçi başkan adaylarının uyduğu vergi beyannamesi ibrazı uygulamasını reddeden ilk başkan adayı olduğunu hatırlatıyor.
Bugün Wall Street Journal ise ana sayfasında Amerika’nın en kalabalık üçüncü kenti Chicago’da bu yıl işlenen cinayet sayısının 600’ü geçtiğini, bu sayının geçen yıldan yüzde 45 daha fazla olduğunu haber veriyor. Geçtiğimiz hafta sonunda Chicago’da 18 kişinin cinayete kurban gittiğine dikkat çeken gazete, yıl sonuna 2 ay kala Chicago’da işlenen cinayet sayısının New York ve Los Angeles’ta işlenenlerin toplamından fazla olduğunu yazıyor. Bu artışın ana nedenleri ise polisin son yıllarda siyahlara yönelik kötü muamelesinin yol açtığı tepkiler ve uyuşturucu çetelerinin faaliyetleri.
Wall Street Journal’da bugün ayrıca Michigan eyaletinin en muhafazakar bölgelerinde kampanya çalışmalarını sürdüren Cumhuriyetçi Parti başkan adayı Donald Trump’la ilgili haber var. Gazete, Trump’ın, rakibi Hillary Clinton’a ‘yolsuzluk yapıyor’ demenin de ötesine geçip, Clinton’ın seçilmesi durumunda Washington’ın çıkmaza gireceği ve Amerika’nın anayasal açmazla karşı karşıya kalacağı uyarısına yer veriyor.