WASHINGTON, D.C. —
Irak ve diğer ülkelerdeki Kürtler’in bağımsızlık hareketleri, bütün ülkelerde şiddetli tepkiyle karşılaştı. Ortadoğu’da devleti olmayan en büyük etnik azınlık olan Kürtler geçmişte davalarını yürütmek için silahlı isyana başvurdu.
Ancak Amerika’nın Irak’ı işgali, Arap Baharı ayaklanmaları ve Ortadoğu’daki diğer olaylar Kürtler’in siyasi amaçlarına destek verdi.
Washington’daki Ulusal Savunma Üniversitesi Ortadoğu uzmanı Denise Natali’nin bu konudaki yorumu şöyle: “Bu Kürtler için elbette bir değişim ve heyecan verici bir durum. Kürt tarihini inceleyenlere göre bölge devletleri oluşturulurken kurulan bugünkü sınırlar parçalanıyor.”
Kürtlerin ülkenin kuzeydoğusunu büyük ölçüde kontrol altına aldığı Suriye’de böyle bir durum gözleniyor.
Türkiye’deki Kürtler ise verilen benzersiz yeni haklardan yararlanırken, daha fazlasını istemeye devam ediyor.
İran’da batının nükleer uyuşmazlık nedeniye uyguladığı baskı Kürtler’e değişim umudu veriyor.
Irak’ta Saddam Hüseyin devrildiğinden beri Kürtler ülkenin kuzeyinde özerk yönetime sahip.
Ancak Ortadoğu uzmanı Natali’ye göre özerk yönetim, Iraklı Kürtler’i jeopolitik gerçekle karşı karşıya getirdi: “Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin denize çıkışı yok. Bölgenin ayakta kalabilmesi açık sınırlara bağlı. Bölgenin hayatta kalabilmesi, komşu ülkelerle iyi geçinmelerine bağlı.”
Denise Natali, komşu devletlerin çoğu zaman Kürt grupları birbirlerine karşı kullandıklarını söylüyor.
American Enterprise Institute adlı araştırma kurumunda görevli eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, Kürt liderlerin milliyetçi söylemlerde bulunurken, gerçekleri de kabul ettiklerine dikkat çekiyor: “Kuzey Irak’tan yeni geldim. Öğrenciler, profesörler, aydınlar arasında bağımsızlık hedefine çok yaklaşıldığı inancı ve bunun komşu devletler ve hiçbir zaman görüşbirliğine varamadıkları kendi siyasi liderleri tarafından önleneceği korkusu çok yaygın.”
Ancak Rubin’e göre, Arap Baharı’nda elde edilen kazanımları gören ve Arap akranlarından esinlenen genç kuşak Kürtler’in, siyasi liderlerine karşı sabrı giderek azalıyor.
Ancak Amerika’nın Irak’ı işgali, Arap Baharı ayaklanmaları ve Ortadoğu’daki diğer olaylar Kürtler’in siyasi amaçlarına destek verdi.
Washington’daki Ulusal Savunma Üniversitesi Ortadoğu uzmanı Denise Natali’nin bu konudaki yorumu şöyle: “Bu Kürtler için elbette bir değişim ve heyecan verici bir durum. Kürt tarihini inceleyenlere göre bölge devletleri oluşturulurken kurulan bugünkü sınırlar parçalanıyor.”
Kürtlerin ülkenin kuzeydoğusunu büyük ölçüde kontrol altına aldığı Suriye’de böyle bir durum gözleniyor.
Türkiye’deki Kürtler ise verilen benzersiz yeni haklardan yararlanırken, daha fazlasını istemeye devam ediyor.
İran’da batının nükleer uyuşmazlık nedeniye uyguladığı baskı Kürtler’e değişim umudu veriyor.
Irak’ta Saddam Hüseyin devrildiğinden beri Kürtler ülkenin kuzeyinde özerk yönetime sahip.
Ancak Ortadoğu uzmanı Natali’ye göre özerk yönetim, Iraklı Kürtler’i jeopolitik gerçekle karşı karşıya getirdi: “Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinin denize çıkışı yok. Bölgenin ayakta kalabilmesi açık sınırlara bağlı. Bölgenin hayatta kalabilmesi, komşu ülkelerle iyi geçinmelerine bağlı.”
Denise Natali, komşu devletlerin çoğu zaman Kürt grupları birbirlerine karşı kullandıklarını söylüyor.
American Enterprise Institute adlı araştırma kurumunda görevli eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, Kürt liderlerin milliyetçi söylemlerde bulunurken, gerçekleri de kabul ettiklerine dikkat çekiyor: “Kuzey Irak’tan yeni geldim. Öğrenciler, profesörler, aydınlar arasında bağımsızlık hedefine çok yaklaşıldığı inancı ve bunun komşu devletler ve hiçbir zaman görüşbirliğine varamadıkları kendi siyasi liderleri tarafından önleneceği korkusu çok yaygın.”
Ancak Rubin’e göre, Arap Baharı’nda elde edilen kazanımları gören ve Arap akranlarından esinlenen genç kuşak Kürtler’in, siyasi liderlerine karşı sabrı giderek azalıyor.