Başkan Trump'ın 1985 ve 1994 yılları arasına ait vergi beyannamelerini ele geçiren New York Times, Trump'ın şirketlerinin bu on yıllık süre zarfında bir milyar dolardan fazla zarara uğradığını yazıyor. Gazete, iş dünyasındaki başarısı, zorlukların üstesinden gelme becerisi ve kendi deyişiyle ”iş bitirme sanatı”nın ustası olduğu söylemiyle başkanlık koltuğuna oturan Trump'ın vergi beyannamelerinin çok daha farklı bir tablo ortaya koyduğunu kaydediyor. Habere göre gazetenin incelediği belgeler, Trump ve Kongre arasında Trump'ın vergi beyannameleri üzerine şu anda devam eden tartışmanın odak noktasında olan yılları kapsamıyor. Ancak yine de 1985-1994 yıllarına ait bu beyannameler, Trump'ın uzun yıllara yayılan iş yaşamının en çalkantılı dönemine ışık tutuyor. Belgelerdeki rakamlara göre Trump, 1985 yılında, gazino, kumarhane, otel, kiralık dükkan ve apartman dairesi gibi, şirketlerinin bel kemiğini oluşturan işletmelerden 46,1 milyon dolar zarar etti. Kayıplar, 1985'ten sonra da on yıl boyunca artarak sürdü. Trump'ın 1990 ve 1991 yılında uğradığı 250'şer milyon dolarlık zararsa, Amerika'nın vergi toplamaktan sorumlu kurumu IRS'in söz konusu yıllara ait verilerine göre, o yıllarda Trump'tan sonra en çok zarar eden vergi mükelleflerinin zararının bile iki katı olduğunu ortaya koyuyor. Gazete, tüm bu verilerden, Trump'ın 1985-1994 yılları arasında yaptığı zararın çok fazla olması nedeniyle bu on yılın sekiz yılında vergi ödemediği sonucu çıktığını yazıyor.
New York Times bugün ayrıca Başkan Trump'ın kendisini denetleme görevini yerine getirmek isteyen Kongre'yle bilgi paylaşımını reddetmesinin, Anayasa'da yazılı güçler ayrılığı ilkesinin oluşturduğu hassas dengeyi alt üst edebileceğine ilişkin bir değerlendirmeye yer veriyor. Gazete, Trump'tan önceki başkanların da Kongre'yle bazı anlaşmazlıkları olduğunu, ancak Trump'ın farkının, Temsilciler Meclisi'ndeki Demokratlar'a tam anlamıyla savaş açması olduğunu kaydediyor. Hukuk uzmanlarına göre Trump'ın Demokratlar'ın denge ve denetim unsurlarını koruma girişimini partizan müdahale olarak yansıtması, bir anayasa krizine neden olabilir. Gazetenin görüş aldığı Kuzey Carolina Üniversitesi hukuk profesörü William Marshall, Kongre denetimine karşı çıkmasının, Trump'ın yasaların ve Anayasa'nın üzerinde olduğunu söylemesine eşdeğer olduğunun altını çiziyor. Uzman, böyle bir durumun Amerikan tarihinde eşi ya da benzerine rastlanmadığını kaydediyor. California Üniversitesi'nden hukuk profesörü John Yoo ise Trump'ın Kongre'yi tehdit ettiğini, Kongre'ye sanki Çin hükümetiymiş ya da kendi şirketlerinden birine karşı duruş sergileyen işçi sendikasıymış gibi muamele ettiğini söylüyor. Gazeteye göre Anayasa'nın Başkan'ın Kongre'den sakladığı sırlarla ilgili herhangi bir madde içermemesi ise durumu daha da zorlaştırıyor.
Washington Post ise Georgia Valisi Brian Kemp'in dün imzalamasıyla yürürlüğe giren ve Amerika'nın en sıkı kürtaj karşıtı yasalarından biri olan düzenlemeyle ilgili tartışmaları gündeme getiriyor. Gazete, George eyaletinde yürürlüğe giren yeni kürtaj yasasının, anne karnındaki fetüsün kalp atışının tespit edilmesinden sonra kürtaj yapılmasını yasakladığını yazıyor. Habere göre anne karnındaki fetüsün kalp atışlarının tespit edildiği zaman dilimi, hamileliğin altıncı haftasına denk geliyor. Birçok kadın, bu süre zarfında hamile olduğunun farkına bile varamayabiliyor. Alabama eyaleti senatosunun bu hafta oylayacağı Amerika'nın en katı kürtaj karşıtı yasası ise ensest ve tecavüz dahil her durumda kürtajı suç olarak kabul ediyor. Gazete, eyalet bazındaki bu katı yasaların, Anayasa Mahkemesi'nin kadınlara kürtaj hakkı tanıdığı 1973 yılına ait tarihi kararını geri çevirmeye hazırlık niteliğinde olduğu yorumu yapıyor. Bunun nedeni, muhafazakar yargıçların çoğunlukta olduğu Anayasa Mahkemesi'nin şu anki yapısının, uzun yıllar sonra ilk kez kürtaj karşıtlarına yeşil ışık yakacak nitelikte olması. Kürtaj yanlıları ise Georgia eyaletinde yürürlüğe giren ve başka eyalet meclislerinde de görüşülen yasaların kadın sağlığına yönelik bir tehdit oluşturduğunu ve kadınların seçim hakkını ihlal ettiğini savunuyor.