Türkiye’nin 87’nci partisi, ‘İyi Parti’ adıyla, Meral Akşener liderliğinde resmen kuruldu. Parti logosu olarak güneş seçildi.
Türkiye siyasetinde merkez ve sağ seçmen kitlesini hedefleyen yeni partinin kuruluşu için bugün sabah 09.30’da Akşener ve beraberindeki milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı’na kuruluş beyannamesini verdi. Ancak İçişleri Bakanlığı’nın evrak kontrolu gerekçesiyle “Siyasi Partiler Kanunu” uyarınca, ‘alındı belgesi’ ile başvuruyu resmileştirmesi saat 12.30’u buldu. Sonuçta İyi Parti, Türkiye siyasetinde resmen yerini aldı.
Akşener, İçişleri Bakanlığı ardından CHP’li Yenimahalle Belediyesi bünyesindeki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde parti tanıtım toplantısını yaptı. Akşener’in parti lideri sıfatıyla tek konuşmacı olduğu parti tanıtımında, ilk önce farklı meslek grupları ve illerden 200 kişilik Kurucular Kurulu takdim edildi. Kurucu isimler arasında Eski Bakan Koray Aydın, Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Emekli Kurmay Albay Ali Türkşen, Emekli Korgeneral Ali Lapada, Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Balıkesir Milletvekili Nuri Okutan, Isparta Milletvekili İsmail Ok, Eski Vekil Durmuş Yılmaz gibi isimler salondan yoğun alkış aldı. Salondakilerce alkışlarla desteklenen isimlerden birisi de CHP’den transfer edilen İzmir Milletvekili Aytun Çıray oldu. Salonda özellikle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve ülkü ocakları kökenli kitle tarafından parti kuruluşunda yer alması alkışlanan isimlerse yıllarca MHP’de aktif rol almış Müsavat Dervişoğlu, Cihan Paçacı ve Ayhan Erel oldu.
Türk siyasetinde özellikle 2007 yılından bugüne tıkanma yaşandığını ve muhalefet partilerince buna yanıt verilemediğini söyleyen Akşener, iktidar yürüyüşü için İyi Parti’yi kurduklarını açıkladı. “Türkiye’yi yeniden aydınlatacak, karpuz gibi ikiye bölünmüşlüğünü ortadan kaldıracak ve bir güneş gibi doğacak yeni siyasi partiyi kurduklarını” söyleyen Akşener, bu nedenle İyi Parti’nin logosunda “iyilik güneşi” bulunduğunu dile getirdi.
‘Başbakan değil Cumhurbaşkanı’
İyi Parti’nin programı itibariyle en dikkat çekici amaçlarından birisi “parlamenter sistemi yaşatmak” olmasına rağmen Akşener’in konuşmasında parlamenter sistem vurgusu yapmaması dikkat çekti. Programda Türkiye’nin 16 Nisan’daki referandum sonucunda anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı adındaki Başkanlık Sistemi’ne geçiş sürecinde olmasına rağmen İyi Parti’nin iktidarında en geç bir yıl içerisinde parlamenter sisteme geri dönüş öngörüldü. Ancak Akşener, kürsüden 2019’da olması planlanan Cumhurbaşkanlığı Seçimi için “adayım” mesajı verdi.
Salonu hınca hınç doldurmuş olan İyi Parti destekçileri “Devletin başına Meral gelecek” ve “Başbakan Meral” sloganları attı. Bunun üzerine Akşener, “Başbakan değil Cumhurbaşkanı. İlle de benim cumhurbaşkanı olmamı istiyorlar, şimdi yeni şeyler söyleme zamanıdır. Türkiye’nin büyük sorunlarını aşacak gücü de var. Vallahi olacak billahi olacak” dedi. Parlamenter demokrasi ifadesini doğrudan kullanmasa da Akşener’in, savaş döneminde dahi Türkiye’nin Millet Meclisi ile irade edildiği hatırlattığı görüldü. Akşener, “Ülkemiz, bir asrı aşkın çok partili siyasal hayata sahiptir. Milletimiz, her zaman demokratik siyaseti tercih etmiş ve yoluna yeni açılımlarla devam etmeyi, her zaman başarmıştır. Büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, bu toprakların ikinci defa vatan kılınmasında, milli iradeyi esas almışlar, savaşı bile TBMM ile yönetmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’a ‘Post modern Milli Şef’ benzetmesi
AKP’nin 2002 yılında toplumsal sorunlardan çıkma arayışındaki millet tarafından iktidara taşındığını kaydeden Akşener, başlangıç yıllarında başarılı sayılabilecekken AKP’nin 2007 sonrasında vizyonsuz bir güce dönüştüğünü dile getirdi. “İktidar milletin bütün desteğine rağmen, politikalarını milli iradeye dayanmayan ittifaklarla üretmeyi, bir marifet saymış, siyasi muhalifler, devlet muhaliflerinden daha tehlikeli bulunmuştur. Türkiye operasyonlara açık alan haline gelmiştir.16 Nisan referandumu ile 1946 seçimleri adeta tekrar sahnelenmiş. Milli iradeden yargıç iradesine geçiş yapılmıştır. Demokrasi tehdit altındadır” diyen Akşener, sadece “iktidar hukuku” uygulandığını söyledi. Akşener, “Siyaset açmazdadır, post modern Milli Şef dönemi sürdürülebilir değildir” sözleriyle de AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı.
Türkiye’nin yorgun olduğunu söyleyen Akşener, “Millet yorgundur. Siyasal iklimin değişmesi dışında hiçbir sağlıklı yol kalmamıştır. Şimdi yeni şeyler söyleme zamanıdır. Evet, büyük sorunlarımız var. Ama Türkiye'nin büyük sorunlarını aşacak gücü de var. Bugün burada, millet adına üstlendiğimiz görevi, ilan etmek için toplanmış bulunmaktayız. Umutlarımız, hayallerimiz var. Zengin, adil bir Türkiye istiyoruz. Özgür bir toplum istiyoruz. Mutlu bir Türkiye istiyoruz. Yeni bir siyasal hareketle, iyi bir siyasal hareketle, Türkiye kucaklaşmasını başlatıyoruz. İyi adalettir. İyi kararlılıktır. İyi umuttur. İyi gelecektir. İyi bilgidir. İyi zenginliktir. İyi cesarettir. İyi medeniyet demektir. Medeniyet yolunun taşlarını sadece cesurlar döşer” diye konuştu.
Yolsuzluk ve FETÖ mesajları
Türkiye’de yeni siyasi parti oluşumu aşamasında ‘Fethullahçı Terör Örgütü’yle (FETÖ) ilişkilendirilerek, engelleme girişimlerine maruz kaldığı gözlemlenen Meral Akşener’in bugünkü konuşmasında FETÖ’yü Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine süreçlerdeki ana aktör ilan eden mesajları da dikkat çekiciydi. Akşener, “Yakın siyasi tarihimiz içinde yaşamış, devrin aktörlerinin muhatabı bir siyasetçi olarak ifade ediyorum ki; 28 Şubat, bizzat Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik bir ihanet sürecinin adıdır. Bu süreç, Türk subayına çuval giydirmekle tazelenmiş, Ergenekon, Balyoz ve çözüm süreci ile devam etmiş, 15 Temmuz ile final yapmıştır. FETÖ ihanet şebekesi, sadece 15 Temmuz değil, 2004’ten beri bütün operasyonların ana aktörüdür. 15 Temmuz tam anlamıyla bir devlet etme zafiyetidir. Millet devleti sokaktan toplamıştır” ifadelerini dillendirdi. Akşener’in sözleri yanı sıra FETÖ, İyi Parti’nin programında en önemli dış düşmanlardan biri olarak tanımlandı.
Yolsuzluk konusunda iktidara geldikleri takdirde kesin mücadele sözü verdiği görülen Akşener, “Yolsuzluk duman değil ki aşağıdan yukarıya çıksın. Yolsuzluk çamurdur, çamur yukarıdan aşağıya akar. Maalesef, Türkiye de yolsuzluk, iddialar zinciri olmanın ötesine çoktan geçmiş, Bakanlar ve daha üst yöneticilerimizin ifadelerine dönüşmüştür. Milyarlarca liralık yolsuzluk iddiaları karşısında, ne yargıdan, ne de hükümetten bir ses çıkmıyor. İmanım gibi inanıyorum ki, yolsuzluğa bulaşmış her kim olursa olsun, itibarını bırakmadan bu dünyadan göçmeyecek” dedi.
Yargı ve dış politikayı da eleştirdi
Türkiye’deki yargı sorununa değinerek, adalet kavramını “cehalet düşmanı” olarak tanımlayan Akşener, bu nedenle korkak yönetimlerce adaletten korkulduğunu anlattı. Akşener, “Kamu düzeninin olmazsa olmazı hukuktur. Hukuk, adalet ve liyakat devletin merkezinde olmazsa; devlet çözülür, millet bozulur. Siyasi merkezli yargı kararları, düşman kurşunundan daha tehlikelidir. Nasıl, yargının siyaseti kuşatmasına karşı mücadele ettiysek, siyasetinde, iktidarların da, yargıyı kuşatmasına yol vermeyeceğiz. Yargıya zabıta amirliği gibi davranılmasına müsaade etmeyeceğiz. Liyakat ve hakkaniyet kalmadı. Devletin dini adalettir sözünü kıymetli buluyoruz” diye konuştu.
Akşener, ayrıca AKP’nin dış politika çizgisini de sert ifadelerle eleştirerek, Erdoğan’ın Türkiye’nin kendisinden önce bir dış politika yokmuş olduğuna inandırıldığını ifade etti. Bunun sonucunda da Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin bölge ülkelerine sanki 10 yıllık kiracılarmış muamelesi uyguladığını söyleyen Akşener, bugün Türkiye’nin bölgesi ve dünya ülkeleriyle yaşadığı sıkıntıları özetledi. Akşener, Türkiye’nin merkezi bir Avrasya ülkesi olduğunu dile getirerek, “Devlette devamlılık esastır” ilkesine dayalı bir dış politika mesajı verdi.
Öğleden sonra resmen ‘Genel Başkan’ oldu
Tanıtım toplantısı ardından İyi Parti Kurucular Kurulu, Ankara’da Bilkent Otel’de basına kapalı şekilde toplandı. “Siyasi Partiler Kanunu” uyarınca Kurucular Kurulu tarafından Genel Başkan, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) gibi parti organları seçimlerine geçildi. Toplantıda Meral Akşener, tek aday olarak genel başkan olarak seçildi.
