1981 yılında Mısır Cumhurbaşkanı olan Hüsnü Mübarek 30 yıldır iktidarda. Daha önce hava kuvvetleri komutanlığı, başkan yardımcılığı da yapan Mübarek kimilerine göre istikrarın kaynağı; kimilerine göre zamanını çoktan doldurmuş bir diktatör.
Başkan Yardımcısı olarak Hüsnü Mübarek, Mısır tarihinin en korkunç olayına çok yakından tanıklık etti, 1981 yılında Cumhurbaşkanı Enver Sedat’a düzenlenen suikasti gördü. Suikasti düzenleyenler Mısır ordusunda görev yapan aşırı İslamcılardı.
O dönem Washington Post gazetesi Kahire Temsilcisi olan David Ottaway anlatıyor: “Sedat öldürüldüğünde ben de tribünlerdeydim. Mübarek’in sandalyelerin arasından çıktığını, şapkasının tozunu aldığını ve gelişmeler karşısında geçirdiği şoku gördüm.”
Sekiz gün sonra Mübarek Cumhurbaşkanı olarak ant içti. Ottaway’a göre, Mübarek inatçı, yabancı basınla ilişki kurmayı gereksiz gören bir politikacı: “Her zaman suskun bir kişiliği vardı. Verdiği yanıtlaraçık değildi; ne demek istediğini anlayamazdınız. Ülkede istikrarı sağlamak dışında herhangi bir konuda vizyon sahibi değildi.”
Aradan 30 yıl geçti. O 30 yıl çoğu Mısırlı için gerçekten istikrarlıydı. Mübarek hükümeti halkın tepkisine rağmen İsrail’le barış anlaşması imzaladı.
Mübarek, böylece sadece halkının değil, Arap dünyasının da tepkisini topladı. Ancak Mısır, İsrail-Filistin barış sürecinde önemli bir rol üstlenmişti. Amerika’nın yakın bir müttefikiydi.
Yine de birçok kişi, Mısır’da istikrarın bedelinin çok yüksek olduğu görüşünde. Eleştirilere tahammül edemeyen Mübarek, çok sayıda muhalefet liderini hapse attı. Güvenlik yapılanmasını güçlendirdi; birçok kez suikast girişimine hedef oldu.
Son seçimlerde iktidardaki Ulusal Demokrasi Partisi muhalefeti yenilgiye uğrattı. Seçimlerde yaygın olarak hile yapıldığı, seçmenlere gözdağı verildiği öne sürüldü.
En kalabalık muhalefet gurubu Müslüman Kardeşler’in liderleri sürekli hapsediliyordu.
Siyasi baskılara ek olarak Mısır’da zenginlerle yoksullar arasındaki gelir dağılımındaki eşitsizlik hızla artıyordu: “2004 yılında yapılan ekonomik reformlar müthiş sonuç verdi. Mısır’ın gayri safi yurtiçi hasılası 2008 yılına kadar iki kat arttı. Ekonomi büyüyordu, ancak en yoksul kesimler ekonomik patlamadan yararlanamıyordu. Yaşanan olayların altında bu meseleler yatıyor."
Mübarek, iktidarı oğlu Cemal’e devretme hazırlığı yapıyordu. Ancak tam o sırada Tunus halkı ayaklandı ve Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’yi devirdi. Mısırlılar da, neden Mısır’da da olmasın demeye başladılar.
25 Ocak günü başlayan protestolar sürecek gibi görünüyor. Mısır halkının sabrının taştığı görüşünde olan siyasi yorumcular, Mübarek döneminin sonunun yaklaştığını söylüyor.