Kıbrıslı Rumlar’ın oylarıyla Avrupa Parlamentosu’na seçilen ilk Kıbrıslı Türk Niyazi Kızılyürek, 140 yıldır etnik olarak bölünmüş Kıbrıs’ta bunun bir ilk olduğunu söyledi.
Kızılyürek, Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa Birliği’nin 28 üyesinin vatandaşlarını temsil eden bir kurum olmasının da kendisine AB’nin en büyük başarısını sağlama, yani “savaşın küllerinin içinden birlik oluşturma” imkanı sunduğunu söyledi.
Kızılyürek AP haber ajansına verdiği röportajda, “Ben Kıbrıs’ı tüm Kıbrıslılar’ın vatanı olarak görüyorum ve tüm Kıbrıslılar için kendimi sorumlu hissediyorum” dedi.
Kıbrıs Rum Yönetimi pasaportuna sahip 80 bin kadar Kıbrıslı Türk’ün de Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanma ve ülkeyi temsil eden altı koltuğa kimin oturacağına karar vermede söz hakkı bulunuyor.
Ancak Kızılyürek’in aldığı 25 bin oyun büyük kısmı Kıbrıslı Rumlar’dan geldi.
Kıbrıs Üniversitesi’nde siyaset tarihi dersleri veren 59 yaşındaki Kızılyürek, seçim kampanyası sırasında adanın iki kesimi arasında tartışmaların odağındaydı.
Komünist kökenli AKEL partisinden aday olan Kızılyürek, sağcı Kıbrıslı Türkler tarafından Kıbrıslı Rumların kuklası olmakla ve KKTC’ye tehdit oluşturmakla itham edildi.
Sağcı Kıbrıslı Rumlar da Kıbrıslı Türkler’in çıkarlarını koruma ve Kıbrıs Rum Yönetimi’ne tehdit oluşturma amacında olup olmadığı konusunda Kızılyürek’e şüpheyle yaklaştı.
Kızılyürek, “Bir etnik gruptan gelip başka bir etnik gruba katılmak ve birlikte iş yapmaya çalışmak… Bu bir ulusalcı için bilinmeyen bir dünya. Birçoğu önyargılardan ve bilgisizlikten tepki gösteriyor”
Bir film projesine katılan, çoğu Kıbrıs’ın siyasi tarihiyle ilgili 20 kadar kitap yazan Kızılyürek kendisini katı bir federalist olarak değerlendiriyor, Kıbrıs’ta bir barış anlaşmasıyla her iki tarafın da ulusal kimliklerine saygılı federal bir çözüme ulaşılmasını istediğini belirtiyor.
“Ulusalcılığın panzehri olarak federalizmi görüyorum. Özellikle de çok sayıda etnik grubun birlikte yaşadığı coğrafyalarda.”
Ancak Kızılyürek taraflar arasında tartışmalı konulara temkinli yaklaşıyor ve Türkiye’nin Kıbrıs açıklarında doğalgaz arama çalışmaları konusunda taraf olmamayı tercih ediyor.
Kıbrıs’ı egemen bir devlet olarak tanımayan Türkiye adadaki Türkler’in yeraltı kaynakları üzerindeki haklarını koruyor ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin ekonomik bölge olarak ilan ettiği alanın bir kısmının kendi kıta sahanlığıyla kesiştiğini söylüyor.
Kızılyürek “Kıbrıslı Rumlar ve Türkler olarak ortak mallarımız ve çıkarlarımız var. Benim tek yaptığım bu doğrultuda çalışmak. Kıbrıs’ta kalıcı barış için çalışıyorum” diyor.
