Erişilebilirlik

NSU Davasında Sona Geliniyor


Dört yıldır Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde devam eden ırkçı terör örgütü NSU davasında savcının mütalaasını Pazartesi günü tamamlaması bekleniyor. 6 Mayıs 2013 günü başlayan davada şimdiye kadar 376 duruşma yapıldı. Savcının mütalaasını okuması aylardır sanık avukatlarının reddi hakim, karşı bilirkişi raporu, mütalaanın kayda alınması gibi dilekçeleriyle ertelenmişti. Federal Başsavcı Herbert Diemer tarafından geçen Salı günü okunmaya başlanan mütalaanın toplam 22 saat süreceği tahmin ediliyor.

Diemer şimdiye kadar okuduğu mütalaasında, başsanık Beate Zschaepe'nin hakkında yapılan suçlamaların her yönden ispat edildiğini sözledi ve NSU'nun bütün cinayet, saldırı ve banka soygunlarına suç ortaklığından cezalandılırmasını talep etti. Sanık Zschaepe’yi, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos ile birlikte 2000 ila 2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, İranlı bir ailenin dükkanına ve Köln'de Türk esnafın yoğun olduğu Keup Caddesi'ne bombalı saldırı düzenlemekten sorumlu tutan ve terör örgütünün kurucusu ve üyesi olarak da tanımlayan başsavcı, cinayetleri işleyen ancak şimdi hayatta olmayan NSU kurucuları Mundlos ve Böhnhardt'ın suç ortağı olduğunu da belirtti. Zschaepe'nin ‘suç ortağı’ olarak tanımlanması aynı zamanda ömür boyu ömür boyu hapis cezası talebi anlamına geliyor. Alman Ceza Yasası'nda ömür boyu hapis cezası, suçlunun en az 15 yıl cezaevinde kalması anlamına geliyor.

Alman basını tarafından ‘yüzyılın davası’ olarak nitelendirilen NSU davasında, NSU üyelerinin istihbarat örgütleriyle bağlantılı olduğu iddiaları sıklıkla gündeme geldi. O dönemde güvenlik birimlerinin, özellikle Türklerin öldürülmesini uyuşturucu kaçakçılığı, mafya, kara para gibi kriminal bağlantı iddialarıyla açıklanması ve cinayetlerin arkasında NSU’nun olduğunun 2011 yılına kadar güvenlik güçleri tarafından ortaya çıkarılmaması da çok eleştirilen bir konu.

Federal Savcılık tarafından hazırlanan 460 sayfalık iddianamede cinayetlerin sadece NSU tarafından işlenildiğinden hareket ediliyor. Başsavcı Diemer devlet kurumlarının olası hatalarını aydınlatmanın, NSU davasının değil, siyasi mercilerin işi olduğunu, ayrıca istihbaratın suça karıştığına dair bir ipucu bulunmadığını savundu. Federal Meclis ve birçok eyalette kurulan NSU araştırma komisyonları ise, sonuç raporlarında cinayetleri üçlünün tek başına işlemiş olamayacağını, arkasında işbirlikçi ve destekçi ağı bulunması gerektiğine vurgu yapmıştı.

NSU tarafından öldürülen Türklerin müdahil avukatlarından Aziz Sarıyer, mahkemenin NSU’nun arkasındaki güçler ve devlet kurumlarının ihmalleri konusuna eğilmemesini büyük bir eksiklik olarak tanımlıyor ve “Zschaepe’ye verilecek ceza ne kadar ağır olursa olsun, bununla NSU çetesinin bağlantıları, destek ağı, devlet organlarının suçları aydınlığa kavuşmuş olmayacak” diyor.

Mütalaanın tamamlanmasından sonra mahkeme yaz tatiline girecek ve davaya önümüzdeki Eylül ayında Zschaepe’nin avukatlarının savunması ile devam edilecek. Davanın yıl sonunda biteceği tahmin ediliyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG