Erişilebilirlik

NY Times: ‘ABD Savaşa Çekilebilir’


Amerika ve müttefikleri İngiltere ve Fransa'nın Suriye’ye ortak hava saldırısı, ABD basınında etraflıca ele alınıyor.

New York Times’a göre saldırı, Amerika'yı Suriye'de halen devam eden çok taraflı ve karmaşık savaşın içine çekme ve İran ve Rusya'yla yüz yüze getirme riski doğuruyor. Ancak Trump bu riske rağmen Amerika'nın, Suriye rejimi yasaklı kimyasal silahları kullanmaktan vazgeçene kadar bu tür bir yanıt vermeye devam etmeye hazırlıklı olduğunu kaydetti.

Gazete dün geceki saldırının Başkan Trump'ın talimatıyla geçen yıl Suriye'deki bir askeri hava meydanına yönelik olarak yapılan saldırıdan iki kat daha büyük olduğunu bildiriyor. Bunun nedeni, son saldırının, Şam ve Humus'ta kimyasal silah üretilen tesisleri de hedef alması. Geçen yıl Nisan ayında 59 Tomahawk füzesiyle Suriye'nin Şayrat hava üssüne düzenlenen saldırı, gazeteye göre daha dar kapsamlıydı ve hava üssü, saldırıdan bir gün sonra yeniden kullanıma açılmıştı. Gazete, dünkü saldırının etkili ancak sınırlı olmasının nedeninin Rusya ve İran'ın karşılık verme olasılığını mümkün olabildiğince kontrol altında tutmak olduğu yorumu yapıyor. Son saldırının geçen yılkinden farklı olmasının bir başka nedeni de Fransa ve İngiltere'nin de Esat rejiminin kimyasal silah saldırısı düzenlediği iddialarına verilen yanıtta Amerika'nın yanında yer almaları.

“Kongre bölünmüş durumda”

New York Times ayrıca Amerikan Kongresi'nin saldırıya verdiği tepkinin Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti hatlarında bölünmüş olduğu yorumunda bulunuyor. Cumhuriyetçi Kongre üyeleri Başkan Trump'a destek verirken Demokratlar, askeri saldırı sonrasında Trump'ın üzerinde iyice kafa yorulmuş, tüm ayrıntılar dikkate alınarak hazırlanmış bir planı olup olmadığını sorguluyor. Virginia eyaletinden Demokrat Partili Senatör Tim Kaine, başkanların askeri harekat kararı almadan önce Kongre'nin onayına başvurması gerektiğini savundu ve ”Başkan Trump'ın Kongre'nin olurunu almadan Suriye Hükümeti'ne hava saldırısı düzenleme kararı alması yasadışıdır. Daha geniş kapsamlı bir stratejiden yoksun olan bu hamle aynı zamanda sorumsuzca alınmış bir kararın yansımasıdır” dedi. Temsilciler Meclisi üyesi Nancy Pelosi ise ”Tek gecelik hava saldırıları, açık, net ve kapsamlı bir Suriye stratejisinin yerini alamaz” şeklinde tepki verdi. Öte yandan Louisiana eyaletinden Cumhuriyetçi Parti Temsilciler Meclisi üyesi Steve Scalise ise ”Esat rejiminin attığı adımların yanıtsız kalmayacağını vurgulayan Başkan Trump haklıdır” dedi.

“İngiltere ve Fransa Güven Veriyor”

New York Times ”Suriye'ye Koordineli Saldırı” başlıklı başyazısındaysa Başkan Trump'ın askeri müdahaleyi bazen bir ”oyun,” dış politikayı ise internet üzerinden tehdit savunmak olarak gördüğünü, bu nedenle Suriye'deki kimyasal saldırıya verilen yanıtın Fransa ve İngiltere'yle koordinasyon içinde yürütülmesinin güven verici olduğunu yazıyor.

Başyazı ayrıca Amerika'nın savaşa girme kararını kimin vereceği konusunu da masaya yatırıyor. Gazete Amerikan Anayasası uyarınca savaş güçlerinin Kongre ve Başkan arasında bölüştürüldüğünü, Amerikan toprakları doğrudan saldırı altında olmadığı sürece savaşa girme kararının Kongre'ye bırakıldığını hatırlatıyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana gerek Demokrat gerekse Cumhuriyetçi başkanların Anayasa'nın sınırlamalarını birçok kez zorladığını, örneğin Trump'ın geçen yıl 59 cruise füzesiyle Suriye'deki askeri hedefleri vurduğu gibi Kongre onayı olmaksızın birçok kez askeri müdahale kararı aldığını hatırlatıyor.

Başyazı şöyle devam ediyor: ”1973 yılında kabul edilen Savaş Güçleri Yasası, sadece Kongre'nin savaş kararı alma yetkisini ve bu konudaki nüfuzunu yeniden oluşturmayı hedefliyordu. Ancak Beyaz Saray avukatları son yıllarda ulusal çıkarlar çerçevesine düştüğü ve Amerikan askerlerinin karadaki varlığını gerektirmediği sürece başkanın tek taraflı askeri harekat kararı almasında sakınca olmadığını savundu, Kongre de buna çoğunlukla sessiz kaldı. 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra 2001'de Afganistan, 2002'deyse Irak'a müdahale için çıkarılan Askeri Güç Kullanma Yetkisi Yasaları, Barack Obama ve Donald Trump tarafından da IŞİD ve diğer militan gruplara karşı, Yemen, Filipinler, Kenya, Eritre ve Nijer'in de aralarında bulunduğu 14 ülkeye yapılan müdahalelerde kullanıldı. Ancak yasaların kapsamının bu şekilde yorumlanarak genişletilmesi, fevri tavırlar sergileyen Trump'ın elinde, hele de Kuzey Kore ya da İran'a saldırı kararı alması durumunda kontrolden çıkabilir. Virginia Senatörü Tim Kaine ve Tennessee Senatörü Bob Corker'ın çabaları sonucu Kongre'nin IŞİD gibi örgütlere yönelik askeri operasyon düzenleme kararıyla ilgili yeni bir yasa çıkarması bekleniyor. Bu yasa, Başkan'ın Suriye gibi ülkelere karşı savaş ilan etme yetkisini de sınırlamalı. Bir kısıtlama getirilmezse Kongre, sorumluluklarını, dürtüleriyle hareket eden, sağduyusuna güvenilmez bir başkanın eline teslim etmiş olur.”

“Şam tutumundan ödün vermiyor”

Washington Post, Louisa Loveluck ve Liz Sly imzalı haberde, saldırının Suriye'deki yankılarına yer veriyor. Habere göre Amerika'nın füze saldırıları korkulandan daha sınırlı kalırken Şam'ın, cüretkar ve meydan okuyucu tutumundan ödün vermediği gözleniyor.

Suriye, Rusya ve İran, Amerika ve müttefiklerinin müdahalesini sert sözlerle kınamalarına rağmen bu üç ülkenin karşılık vereceklerine dair herhangi bir işaret yok.

Gazeteye göre dünya liderleri, Amerika'nın müdahalesinden sonra gerginliğin tırmanmasını engelleyici nitelikte açıklamalar yapıyor. İngiltere Başbakanı Theresa May'in ”Bu müdahale iç savaşa karışmak ya da rejim değişikliği getirmek amacı taşımıyor. Gerginliği tırmanmaktan hassasiyetle kaçınmaya ve sivil ölümleri engellemeye çalıştık” şeklindeki açıklaması, buna bir örnek.

Haberde ayrıca Şam'daki durumla ilgili ayrıntılara da yer veriliyor. Şam yerel saatiyle sabaha karşı 4 sularında füze saldırısıyla uykularından uyanan başkent halkı, kısa süre içinde saldırıların kapsamının kısıtlı olduğunu anladı.

Habere göre Suriye'ye yönelik saldırı olacağının haberlerinin uzun süredir etrafta dolaşıyor olması, Suriye ve müttefiklerinin hedef alınabilecek kritik noktaları önceden boşaltmasına imkan tanımış olabilir. Bu da gazeteye göre saldırının ne kadar etkili olacağı meselesini tartışmaya açıyor.

Suriye devlet televizyonu, ellerinde Suriye, Rusya ve İran bayraklarıyla sokağa çıkan ve Esat'a destek veren sloganlar atan Suriyeliler'in görüntülerini ekrana getirdi.

Saldırıdan kısa süre sonra Esat'ın makamından paylaşılan Twitter mesajında ”Onurlular küçük düşürülemez” şeklinde bir ifade yer aldı. Hatta bundan birkaç saat sonra aynı Twitter hesabında Esat'ın Suriye Devlet Başkanlığı Sarayı'nda sanki hiçbir şey olmamış gibi sakin bir şekilde elinde çantasıyla yürürken görüntüleri paylaşıldı.

Gazetede ayrıca Rusya'nın tepkilerinin ayrıntılarına yer yerilen Anton Troyanovski imzalı bir başka haber yer alıyor. Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Şam yakınlarındaki bir bilimsel araştırma merkezini, Humus'un batısındaki bir kimyasal silah deposunu ve yine Humus yakınlarında kimyasal silah ekipmanlarının depolandığı bir komuta merkezi ve tesisi hedef alan füze saldırılarının az hasara yol açtığı bildirildi.

Rusya'nın açıklamasına göre Amerika'nın attığı 103 cruise füzesinin 71'i, Suriye'deki Sovyet yapımı hava savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirildi. Rusya ayrıca kendi hava savunma sistemlerinin devreye girmek zorunda kalmadığını, çünkü atılan füzelerin kendi etki alanına girmediğini kaydetti.

Açıklamada ayrıca askeri ya da sivil ölüm olmadığı ayrıntısı yer aldı. Suriye Ordusu ise Humus'taki saldırıda üç sivilin yaralandığını bildirdi. Haberde, Rusya'dan gelen bu açıklamaların, gerginliğin en azından şimdilik tırmanmayacağının işareti olarak algılandığı yazılı. Oysa Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, daha önce yaptığı açıklamalarda, Amerika'nın Ruslar'ın hayatını riske atması durumunda Rus Ordusu'nun Amerikan füzelerini ve hatta füzeleri atan askeri uçak ve gemileri vurarak karşılık vereceğini belirtmişti.

Bu açıklamanın üzerine birçok uzman, Amerika'nın Suriye'deki olası bir müdahalesinin 1962'de Amerika ve Rusya'yı on üç gün boyunca savaşın eşiğine taşıyan Küba Füze Krizi'ndeki kadar tehlikeli bir durumun ortaya çıkabileceği uyarısında bulunmuştu. Bu sabah Kremlin'den gelen itidalli ve ince ayarı yapılmış, hesaplı açıklamalarsa Rusya'nın bir yandan Suriye'deki nüfuz alanını genişletmeye çalışırken diğer yandan tansiyonu sıkı kontrol altında tuttuğunu gösteriyor.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG