Çarşamba günü Kuvey’e inen Pompeo, ABD’nin bölgedeki stratejik planlarını ve enerji konularını Kuveytli yetkililerle görüşeceğini kaydetti.
Pompeo, Katar ve hepsi ABD’nin müttefikleri olan dört Arap ülkesi arasındaki anlaşmazlığı çözme çağrısı da yapmaya hazırlanıyor.
Pompeo Kuveyt’te yaptığı açıklamada Arap ülkeleri arasındaki sorunun Körfez İşbirliği Konseyi’nin İran ve IŞİD gibi terör örgütlerinden kaynaklı tehditleri bertaraf etme konusundaki çabalarını baltaladığını kaydetti.
Bahreyn, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri 2017’nin Haziran ayında Katar’a aşırıcı grupları desteklediği ve İran’la yakın ilişkiler kurduğu gerekçesiyle boykot uygulamaya başlamıştı. Katar ise aşırıcılara kaynak sağladığı iddialarını reddediyor. Ancak Doha, kara sularında Tahran’la çok büyük doğalgaz rezervlerini paylaşıyor.
Pompeo bir sonraki durağı İsrail’de Başbakan Benyamin Netanyahu’yla bir araya gelecek. Yolsuzluk soruşturması ve rüşvet iddialarıyla zor günler geçiren Netanyahu’nun hükümeti 9 Nisan’da erken seçime gitmeye hazırlanıyor.
Pompeo seyahat sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada İsrail ziyaretinin erken seçimler öncesinde ABD'nin Netanyahu'ya destek gösterisi olarak algılanmaması gerektiğini söyledi.
Netanyahu'nun da gelecek hafta Washington'a giderek güçlü lobi grubu Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi'nin yıllık toplantısına katılması bekleniyor. Netanyahu'nun, Başkan Donald Trump'la da bir araya gelebileceği belirtiliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Batı Şeria ve Golan Tepeleri için "İsrail işgalindeki" sıfatını kullanmamıştı. Pompeo, Dışişleri Bakanlığı raporunda yer alan bu terminoloji değişikliğin arkasında olduklarını kaydetti ve "Bu gerçeklere dayanan bir söylem. Biz durumu böyle görüyoruz. Bunun doğru olduğunu düşünüyoruz ve arkasındayız" dedi.
Pompeo üçüncü durağı Beyrut’ta İran ve Hizbullah’ın oluşturduğu tehdide karşı alınabilecek önlemlerin konuşulacağını kaydetti.
ABD, Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin koalisyon hükümetinde temsil edilen Hizbullah’ı İran yanlısı bir terör organizasyonu olarak kabul ediyor.
Başkan Donald Trump, İran’la yapılan 2015 tarihli uluslararası nükleer anlaşmadan Tahran’ın nükleer silah çalışmalarını ve bölgede teröre verdiği desteği azaltmaya yetmediği nedeniyle çekilmişti.
Bunun ardından Washington, geçen yıl önce Ağustos ayında İran’la altın ve diğer kıymetli metal ticaretini hedef alan yaptırımları yürürlüğe koymuştu. Kasım ayındaysa İran’ın bankacılık ve doğalgaz ve petrol sektörünü hedef alan yaptırımları devreye sokmuştu. Amerika’nın bu yaptırımlarla hedeflediği İran’ın petrol ihracatını sıfıra indirmek.
