Erişilebilirlik

Bombalı Zarf Göndermek Terör Suçu mu Olmalı?


CNN televizyonunun New York bürosunun yer aldığı Time Warner Merkezi'ne gönderilen bombalı paket
CNN televizyonunun New York bürosunun yer aldığı Time Warner Merkezi'ne gönderilen bombalı paket

Amerika’da Başkan Donald Trump’ı eleştiren isimlere geçen hafta posta yoluyla patlayıcı madde gönderilmesi olayında tutuklanan zanlının terör suçu işleyip işlemediği henüz net değil. Ancak bu tür bir eylemin terör olarak nitelendirilebileceğini savunan uzmanlar var.

Bu araştırmacılardan biri Randall Rogan. Terör ve rehine pazarlıkları uzmanı, Kuzey Carolina eyaletindeki Wake Forest Üniversitesi profesörü Rogan, bu görüşünü şöyle açıklıyor: “Bu eylemleri ulusal terör olarak tanımlıyorum. Çünkü terör, siyasal nedenlerden dolayı sivillere şiddet uygulanması ya da şiddetle tehdit edilmesi olarak tanımlanır. ‘Siyasal’ ifadesi de genel anlamda dini, sosyal ve diğer ideolojik nedenleri de içerir. Burada yaşadığımız olay ulusal bir durum.”

Rogan diğer taraftan terör teriminin tanımının belirsiz olduğunu ve evrensel kabul edilmeyen bir terim olduğunun da altını çiziyor.

11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından yürürlüğe giren Yurtseverlik Yasası’nda ulusal terör, ABD topraklarında gerçekleştirilen, ‘insan hayatını tehlikeye atan’ ve ‘sivil bir gruba yönelik korkutma ya da zorlama içeren, bir hükümet politikası üzerinde korkutma ya da zorlama yoluyla etki yaratma amacı taşıyan ya da bir hükümetin politikalarını toplu imha, suikast ya da rehin alma yöntemleriyle etkilemek gerçekleştirilen’ eylemler olarak tanımlanıyor.

Geçmişteki posta saldırıları

ABD’de posta yoluyla gerçekleştirilen saldırı eylemleri yeni bir şey değil. Üst düzey ABD yetkililerine ABD Posta İdaresi aracılığıyla şüpheli paketlerin gönderildiği eylem sayısı oldukça fazla.

Örneğin, Amerika Deniz Kuvvetleri’nden emekli eski muharip William Clyde Allen, Trump ve diğer üst düzey ABD yetkililerine oldukça zehirli bir madde olan risin içeren mektuplar göndermekle suçlanıyor. Mektupların Ekim ayının başında gönderildiği, yetkililer tarafından da doğrulandı.

Bu yıl Mart ayında ise Austin, Texas’taki evlerine gönderilen patlayıcı paketten dolayı iki kişi ölmüştü. Bu olayın ardında olduğu belirlenen 23 yaşındaki saldırgan Mark Anthony Conditt çevresi polis tarafından sarıldığında bombalarını patlatarak intihar etmişti.

Texaslı aktör Shannon Guess Richardson da 2013 yılında o dönemin başkanı Barack Obama ve yine o dönem New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg’e posta yoluyla risin içeren zarf göndermişti. Biyolojik silah kullanma teşebbüsü ile suçlanan Richardson 18 yıl hapis cezası aldı.

Yine 20013 de, James Everett Dutschke, Obama ve diğer yetkililere benzer içerikli zarflar göndermişti. Dutschke 25 yıl hapse mahkum edildi.

Benzer eylemlerin en etkilisi 2001 yılında 11 Eylül terör saldırılarından birkaç gün sonra gerçekleşmişti. Bu saldırıda basın kuruluşları ve ABD’li milletvekillerinin ofislerine şarbon içeren zarflar gönderilmişti. Bunun sonucunda 5 kişi ölmüş, 17 kişi de yaralanmıştı.

Eski bir devlet çalışanı, bilim adamı Bruce Edward Ivins, FBI’ın 2008 yılında kendisini davayla ilgili soruşturmaya dahil ettiği sırada intihar etmiş, FBI da bu olayın ardından şarbon saldırılarının tek zanlısının Ivins olduğu yönünde bir açıklama yapmıştı.

Diğer bir örnek ise, FBI’ın en uzun süreli soruşturması olan meşhur Ted Kaczynski davası. Kaczynski, üç kişiyi öldürüp 23 kişiyi yaraladıktan sonra 1996 yılında yakalanabilmişti. Teknoloji alanında çalışan insanları hedef alan Kacyznski’ye terörist gözüyle bakılıyordu ama bu suç hariç bir dizi başka suçtan yargılandı.

İç terörizm

Bu örneklerdeki suçluların hiçbiri terörden yargılanmadı ancak tanınan uluslararası terör örgütleriyle bağlantısı olan insanların terör suçuyla yargılandığı birçok dava var.

Yurtseverlik Yasası, Adalet Bakanlığı’na Dışişleri Bakanlığı’nın yabancı terör örgütü listesinde yer alan terör gruplarıyla bağlantılı birey ya da grupları inceleme altına alma yetkisini veriyor. Mevcut federal yasaya göre bir kişinin terör suçundan yargılanması için bu listedeki bir grup adına eylem gerçekleştirdiği iddiası gerekiyor.

Washington merkezli New America düşünce kuruluşundan araştırmacı David Sterman yurtiçi terör konusunun tartışmaya açık hassas bir konu olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Nefret suçları ve terör eylemleri arasındaki fark Amerika’da her zaman tartışma konusu olmuştur.”

Siyasal şiddetle ilgili mevcut federal yasaların yeterli olduğunu savunan uzmanlar da var.

Bağımsız araştırma kurumu National Security at Fordham Law adlı kurumdan Ulusal Güvenlik Merkezi müdürü Karen Greenberg, “Siyasal şiddetle ilgili mevcut yasalarımız suçlulara yeteri kadar uzun ceza verme açısından yeterli” diyor ve şöyle devam ediyor: “Var olan hassasiyete daha fazlasını ekleyecek yeni bir yasaya ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Obama yönetimi yurtiçi terör suçunu tanıyan bir federal yasa geçirme konusuna sıcak bakıyordu ancak siyasal ortamdan dolayı çalışmaları bir sonuç getirmedi.”

Trump, 2017 yılının Eylül ayında Kongre’den geçen bir ortak karar tasarısını onaylamıştı. Bu tasarıda Virginia’nın Charlottesville semtinde bir saldırganın bir grup protestocunun üzerine araç sürmesi kınanmıştı. Bir kişinin ölümü, 19 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bu eylem söz konusu tasarıda yurtiçi terör eylemi olarak nitelendiriliyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG