ABD Anayasa Mahkemesi, bugün, 1 Ocak 2017'de IŞİD terör örgütünün İstanbul'daki Reina gece kulübüne düzenlediği saldırıyla bağlantılı olarak sosyal medya devleri Facebook, Twitter ve YouTube aleyhine, örgütün büyümesine katkıda bulundukları gerekçesiyle dava açılıp açılamayacağını ele aldı.
Mahkeme, dün başlayan oturumlarda, internet şirketlerinin kullanıcıları tarafından paylaşılan tartışmalı içeriklerden sorumlu tutulması gerektiği yönünde iki davayı değerlendirdi.
Yasalar uyarınca Twitter, Facebook ve YouTube gibi sosyal medya şirketleri, platformlarında yapılan paylaşımların içeriklerinden sorumlu tutulmuyor. Bu dokunulmazlığın bu şirketlerin bugün birer dev haline gelmesinde büyük katkısı olduğu kaydediliyor.
Anayasa Mahkemesi yargıçları, dünkü oturumdaysa, IŞİD'in 2015 yılında Paris'te düzenlediği saldırıda ölen Amerikalı Nohemi Gonzales'in ailesi tarafından Google'ın sahibi olduğu video paylaşım sitesi YouTube aleyhine açılan davanın temyiz süreciyle ilgili argümanları dinledi.
Ürdün asıllı Nawras Alassaf'ın ailesi Twitter'ı, kullanıcı hesaplarını ve paylaşımları denetlememekle ve 1 Ocak 2017'deki Reina baskınının sorumluluğunu üstlenen IŞİD'a yardım ve yataklık yapmakla suçluyor. Yılbaşı kutlamaları sırasında Reina'ya düzenlenen saldırıda Alassaf'la beraber 38 kişi hayatını kaybetmişti. Hem Nohemi Gonzales hem de Nawras Alassaf'ın aileleri, Amerikan vatandaşlarının ”uluslararası terör eylemiyle” bağlantılı zararlarının tazmin edilmesini sağlayan ABD yasası sayesinde sosyal medya platformları aleyhine dava açmıştı.
Twitter, alt mahkemenin Alassaf davasının görülebileceğine ve IŞİD'in platformu kullanmasını engellemek için ”anlamlı adımlar” atmayı reddettiğine hükmetmesi üzerine temyize gitti.
Oturum sırasında Anayasa Mahkemesi yargıçları, Twitter'ı temsil eden avukat Seth Waxman'a, davanın açıldığı Terörle Mücadele Yasası'nın kapsamıyla ilgili sorular sordu. Bu soruların amacı, Twitter'ın terörle ilgili içeriklere karşı politika uygularken milyonlarca kişi tarafından kullanılmaktan sorumlu tutulamayacağına ilişkin argümanını sınamaktı.
Mahkemenin liberal kanadını temsil eden Yargıç Elena Kagan, Twitter avukatı Waxman'a, ”Bu insanlara hizmet sunarak yardım ediyorsunuz, bunu, bu insanların platformu terörü teşvik etmek amacıyla kullandığı bilgisiyle yapıyorsunuz” dedi.
Muhafazakar Yargıç Amy Coney Barrett ise Waxman'ın dikkatini, Twitter'ın ”kötü insanların” platformu kullandığını bildiği, ancak ”bunun hakkında hiçbir bilgisi olmadığı” üzerine çekti.
Yargıç Barrett, ”Eğer IŞİD'in Twitter'ı kullandığını biliyorsanız IŞİD'in kötü şeyler yapacağını da biliyorsunuz, IŞİD'in terör eylemlerinde bulunacağını biliyorsunuz” dedi.
Barrett, sözlerine, ”Bu bilgi ne kadar spesifik olmalı? Örgüte yardım etmekle belirli bir terör eyleminin saati, tarihi ve yerini bilmek arasında bir yelpaze olmalı, değil mi?” şeklinde devam etti.
Anayasa Mahkemesi'nin dokuz yargıcının, dünkü oturumda, internet şirketlerine çeşitli davalara karşı hukuki dokunulmazlık sağlayan Amerikan İletişim Uygunluk Yasası'nın 230 numaralı düzenlemesinin kapsamını daraltıp daraltmama konusunda bölündüğü görülmüştü. Alt mahkeme, Nohemi Gonzales davasını, 230 numaralı düzenlemeye dayanarak düşürmüştü.
Paris'teki IŞİD saldırısında yaşamını yitiren Nohemi Gonzales'in ailesi, Google'ın, kullandığı algoritmayla IŞİD'in paylaştığı bazı içerikleri kimi YouTube kullanıcılarına tavsiye etmekten sorumlu tutulması amacıyla dava açmıştı.
Twitter davasındaysa San Francisco'daki 9'uncu Temyiz Mahkemesi, İletişim Uygunluk Yasası'nın 230 numaralı düzenlemesinin Reina saldırısında öldürülen Alassaf'ın ailesinin açtığı davayı engelleyip engellemediğini ele almadı. Diğer davalılar Google ve Facebook'un çatı kuruluşu Meta, Twitter'ın açtığı temyiz davasına müdahil olmadı.
Alassaf'ın ailesinin iddialarının Twitter'ın ”uluslararası bir terör eylemine” bilerek ”ciddi yardımda” bulunduğunu yeterince ortaya koyup koymadığı, kilit bir mesele. İddialarının yeterli bulunması durumunda Alassaf'ın ailesi, terörle mücadele yasası uyarınca tazminat talebinde bulunabilecek.
Başkan Joe Biden hükümeti, Alassaf davasında, Terörle Mücadele Yasası'nın bir terör eylemini desteklemede sorumluluk aradığı, ”yabancı bir terör örgütüne genel yardım sağlamanın” bu kapsama girmediğini savunuyor ve Twitter'ı destekliyor. Hükümet, dün ise Gonzales ailesini desteklemişti.
Twitter, mahkeme belgelerine göre ”terör tehdidinde bulunma ya da terörizmi desteklemeye” karşı olan kuralların ihlal edildiği 1 milyon 700 binden fazla hesabın kapatıldığını kaydediyor.
Hem Gonzales hem de Alassaf davalarının Haziran sonunda karara bağlanması bekleniyor.
İletişim Uygunluk Yasası'nın 230 numaralı düzenlemesi nedir?
Amerikan yasaları uyarınca örneğin eğer bir haber sitesi, bir kişiye dolandırıcı yakıştırması yaparsa bu kişinin haber sitesinin yayıncısı aleyhine hakaret davası açması mümkün. Ancak eğer aynı yakıştırma Facebook'ta bir paylaşımda yer alırsa Facebook aleyhine değil, sadece yakıştırmayı yapan kişi aleyhine dava açılabiliyor.
Sosyal medya platformlarına sağlanan bu dokunulmazlık, 1996 yılına ait İletişim Uygunluk Yasası'nın 230 numaralı düzenlemesinden kaynaklanıyor. Düzenleme, ”etkileşimli bir bilgisayar hizmeti sunucusu ya da kullanıcısı, bir başka veri içeriği sağlayıcısı tarafından sunulan herhangi bir bilginin yayıncısı ya da sözcüsü olarak muamele göremez” hükmünü içeriyor.
Bu hukuki düzenleme, herhangi bir kişinin, şikayeti geçerli olsun ya da olmasın, başka bir kişi tarafından yapılan paylaşımda yer alan ifadelerle haksızlığa uğradığı gerekçesiyle sosyal medya platformları aleyhine dava açmasını engelliyor.
Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi Parti'den siyasetçiler, farklı gerekçelerle de olsa, Twitter, Facebook ve diğer sosyal medya platformlarının bu koruma kalkanını istismar ettiğini, dokunulmazlığın kaldırılması ya da hükümetin koyacağı kuralları tatmin ederek bu dokunulmazlığı kazanması gerektiğini savunuyor.