Birleşmiş Milletler, yakın bir zaman önce İran ve Ortadoğu ülkelerinde ortaya çıkan “Flame-Alev” adlı bilgisayar virüsüne karşı en ciddi uyarıyı yapmaya hazırlanıyor.
BM Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin siber güvenlik direktörü Marco Obiso, dün yaptığı açıklamada, Flame virüsü hakkında “şimdiye kadarki en ciddi uyarıyı yapacaklarını” bildirdi.
Obiso resmi uyarısında, üye devletlere Flame virüsünün casusluk amacıyla özellikle kritik altyapılara saldırıda kullanıldığını açıklayacağını söyledi. Açıklamada virüsün “büyük olasılıkla bir devletin desteğiyle yapıldığının” da altı çizilecek.
Rusya’nın en tanınan antivirüs şirketi Kaspersky Lab, Flame virüsünün şimdiye kadar bilinen tüm sanal tehditlerden çok daha karmaşık ve fonksiyonel olduğunu bildirdi. Kaspersky, önce İran, sonra da İsrail, Filistin, Sudan, Suriye ve diğer bölge ülkelerinde bulunan bilgisayarların etkilendiğine dikkati çekti.
İran’ın Bilgisayar Acil Müdahale Eşgüdüm Merkezi, Flame’nin 2010 yılında bilgisayarlarını etkileyen Stuxnet virüsünden daha tehlikeli olduğunu bildirdi. Stuxnet, İran’ın uranyum zenginleştirme programında kullandığı santrifüjleri bozmuştu. Bununla birlikte Tahran hükümeti, bu virüsle başa çıkabilecek bir antivirüs programı geliştirdiklerini öne sürdü.
Flame virüsü, bilgisayarlara zarar vermekten öte internet bağlantısını kullanarak bilgisayarların arabirimlerini kullanıcının haberi olmadan çalıştırabiliyor. Virüs, örneğin kameraları açarak ortamdaki görüntüleri, mikrofonu açarak sesleri kaydedebiliyor, ardından bu bilgileri ağ şebekesini kullanarak birkaç sunucu üzerinden kendi kaynağına yolluyor.
Sanal saldırıların sorumluluğunu üstlenen ülke olmadı, ancak bazı İsrailli yetkililer Flame virüsünü kendileri üretmiş olabilecekleri yönünde ipuçları veriyor.
İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Yaalon, Flame gibi sanal silahların, nükleer İran tehdidine karşı kullanılabilecek makul bir araç olduğunu söyledi. Yaalon, İsrail’in teknoloji zengini bir ülke olduğunu, bu tarz fırsatlara açık olduğunu kaydetti.
Başbakan Benyamin Netanyahu da, Flame virüsüne doğrudan değinmese de, İsrail’in bu tarz projelere, büyük para, insan kaynağı ve merkez sağladığını açıkladı.
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenleyebileceği yolundaki açıklamalarından sonra iki ülke arasındaki gerginlik hızla tırmanmıştı. Tahran hükümeti 2010’daki Stuxnet saldırısında da İsrail’i ve Batı’yı suçlamış, nükleer programını sabote etmeye çalıştıklarını iddia etmişti. İran nükleer programının sivil amaçlı olduğunu savunuyor.
Amerika’nın Sesi’ne açıklama yapan Telaviv Üniversitesi öğretim görevlilerinden İzak ben-İsrail, Flame virüsünün Stuxnet’ten ayrı bir yazılım dili kullandığını, bunun da ikisi arasında bağ kurulamayacağı anlamına geldiğini söyledi. Ben-İsrail 20 megabayt büyüklüğündeki Flame virüsünün şimdiye kadar keşfedilen en hacimli bilgisayar virüsü olduğunu belirtti.
Ben İsrail, kendi ülkesinin Flame virüsünün arkasında olamayacağını, sonuçta İsrail’deki bilgisayarların da bu virüsten etkilendiğini belirtti.