Sırbistan ile Kosova arasındaki gerilim, geçen hafta sonu ağır silahlı yaklaşık 30 Sırp'ın Kosova'nın kuzeyindeki bir Ortodoks manastırına barikat kurmasıyla yeniden alevlendi. Polisle gün boyu süren silahlı çatışmada bir polis memuru ve üç saldırgan öldü.
Geçen Pazar gerçekleşen çatışma, Kosova'nın 2008 yılında Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana yaşanan en kötü çatışmalardan biriydi.
Çatışma, Avrupa Birliği ve ABD'nin iki Balkan ülkesi arasındaki ilişkileri normalleştirme konusunda yıllardır süren müzakerelere arabuluculuk etmeye ve müzakereleri sonuçlandırmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşti.
Batı'da, 10 binden fazla kişinin ölümüne ve 1 milyondan fazla kişinin evsiz kalmasına neden olan 1998-1999 Kosova Savaşı’nın yeniden canlanacağı yönünde korkular var.
Kosova Başbakanı Albin Kurti, Sırbistan'ı saldırganları Kosova'ya göndermekle suçladı.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç ise söz konusu kişilerin "Kurti'nin teröründen" bıkmış Kosovalı Sırplar olduğunu söyleyerek bu iddiayı yalanladı.
Sırbistan ve Kosova neden anlaşamıyor?
Bağımsızlığını ilan etmeden önce Sırbistan'ın bir parçası olan Kosova, ağırlıklı olarak etnik Arnavutlar’dan oluşuyor.
Sırp hükümeti, Kosova'da resmi bir kontrolü olmamasına rağmen Kosova’yı devlet olarak tanımayı reddediyor.
ABD ve Batılı ülkelerin çoğunun aralarında yer aldığı yaklaşık 100 ülke Kosova'nın bağımsızlığını tanıdı.
Rusya, Çin ve beş AB ülkesi Sırbistan'ın yanında yer aldı.
İki ülke arasındakı tanınma çıkmazı, 1990'larda eski Yugoslavya'nın kanlı bir şekilde dağılmasının ardından Balkan bölgesinde gerilimin giderek artmasına neden oldu.
Çatışmaların altında ne yatıyor?
Kosova konusundaki anlaşmazlık yüzyıllardır sürüyor.
Sırplar bölgeyi hem dinleri hem de devletleri açısından merkezi bir yer olarak görüyor.
Kosova'da çok sayıda Ortaçağ’dan kalma Sırp Ortodoks Hıristiyan manastırı bulunuyor. Sırp milliyetçileri, ülkede Osmanlı’ya karşı 1389'da yapılan savaşı kendi ulusal bağımsızlık mücadelelerinin sembolü olarak görüyor.
Kosova’da çoğunluğu Müslüman etnik Arnavutlar oluşturuyor.
Etnik Arnavutlar Kosova'yı kendi ülkeleri olarak görüyor ve Sırbistan'ı burayı işgal etmekle ve onlarca yıldır onlara baskı yapmakla suçluyor.
Etnik Arnavut isyancılar, ülkeyi Sırp yönetiminden kurtarmak için 1998 yılında bir ayaklanma başlatmıştı.
Belgrad'ın ayaklanmaya verdiği sert karşılık 1999'da NATO'nun müdahalesine yol açarak Sırbistan'ı geri çekilmeye ve kontrolü uluslararası barış güçlerine bırakmaya zorlamıştı.
Yaklaşık 1,7 milyon nüfuslu, az sanayiye sahip, suç ve yolsuzluğun yaygın olduğu fakir bir ülke olan Kosova'da hala yaklaşık 4 bin 500 barış gücü görev yapıyor.
Neden tansiyon yüksek?
Kosova hükümeti ile çoğunlukla Kosova'nın kuzeyinde yaşayan ve Belgrad'la yakın bağları olan etnik Sırp vatandaşlar arasında sürekli gerginlikler yaşanıyor.
Kuzeydeki ana şehir olan Mitroviça, fiilen etnik Arnavutlar’ın ve Sırplar’ın kontrolünde iki kısıma ayrılmış durumda. İki taraf birbiriyle nadiren etkileşime giriyor.
Güney Kosova'da da Sırp nüfuslu daha küçük yerleşim bölgeleri var.
Hükümetin kuzeyde daha fazla kontrol uygulama girişimleri genellikle direnişle karşılanıyor.
Bu yılın başlarında Sırplar’ın kuzeyde yapılan yerel seçimleri boykot etmesiyle durum daha da kötüleşti.
Sırplar daha sonra yeni seçilen etnik Arnavut belediye başkanlarının görev yerlerine girmelerini engellemeye çalıştı.
Sonrasında yaşanan çatışmalarda yaklaşık 30 NATO barış gücü askeri ve 50'den fazla Sırp protestocu yaralandı.
Çatışmaların Rusya’yla ve Ukrayna'daki savaşla bir bağlantısı var mı?
Rus tanklarının geçen yıl Ukrayna'ya girmesinden çok önce, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, egemen bir Avrupa ülkesinin olası işgalini meşrulaştırmak için Yugoslavya'nın parçalanmasını gerekçe göstermişti.
2014 yılında birlikleri Kırım'ı yasadışı bir şekilde Ukrayna'dan ilhak eden Putin, NATO'nun 1999'da Sırbistan'ı bombalamasının ve Batı'nın Kosova'yı tanımasının emsal oluşturduğunu defalarca savundu.
Putin, bunun Rusya'ya Ukrayna'nın stratejik Karadeniz yarımadasına ve ülkenin doğusunda Rusların çoğunlukta olduğu bölgelere müdahale etmesine izin verdiğini iddia etti.
Batılı yetkililer, NATO'nun Kosova'ya müdahalesinin Sırp birliklerinin etnik Arnavutlar’a karşı işlediği toplu katliamlar ve diğer savaş suçlarından kaynaklandığını söyleyerek Putin'in gerekçesini şiddetle reddetti.
Rusya'nın geniş çaplı işgalinden önce Ukrayna'da durum böyle değildi.
Batı'da Rusya'nın, müttefiki Sırbistan aracılığıyla hareket ederek Balkanlar'da istikrarı bozmaya ve böylece dikkatleri Ukrayna'daki saldırganlığından uzaklaştırmaya çalıştığına dair korkular var.
Anlaşmazlığın çözümü için ne yapılıyor?
Eskiden savaşan iki düşman arasında ortak bir zemin bulmak için sürekli uluslararası çabalar oldu, ancak şu ana kadar kapsamlı bir anlaşma ortaya çıkmadı.
Avrupa Birliği ve ABD'li yetkililer, 2012'den beri Sırbistan ile Kosova arasındaki ilişkileri normalleştirmeye yönelik müzakerelere arabuluculuk yapıyor.
Müzakereler, kontrol noktaları olmadan hareket özgürlüğü ve Kosova'da farklı etnik kökenlerden insanların bulunduğu polis kuvvetlerinin kurulması gibi bazı alanlarda sonuç verdi.
Ancak geçen yıl Priştine'nin Sırplar tarafından verilen araç plakalarını yasaklama kararını protesto etmek için etnik Sırplar polis gücünden ayrıldı.
Uluslararası baskının ardından Kosova Başbakanı Kurti kararnameyi askıya aldı. Yine de bu, Sırplar’ı Kosova kurumlarında çalışmaya geri döndürmedi.
Çözüm bulmanın zorluğuna ek olarak, hem Kosova hem de Sırbistan'ın milliyetçi liderleri var. Kurti, uluslararası arabulucular tarafından sıkça gereksiz gerilimleri tetikleyen hamleler yapmakla suçlanıyor.
Eski bir aşırı milliyetçi olan Vuçiç ise Sırbistan'ın Kosova'yı asla tanımayacağı konusunda ısrar ediyor. Vuçiç, yeni anlaşmalar yapılmadan önce Kosovalı Sırplar’a bir düzeyde bağımsızlık verilmesi yönündeki daha önceki bir anlaşmanın uygulamaya konması gerektiğini söylüyor.
Vuçiç, Sırbistan'ın Kosova üzerindeki kontrolünü kaybettiğini örtülü olarak kabul etti, ancak aynı zamanda Belgrad’ın bir şeyler kazanmadığı sürece uzlaşmayacağını da söyledi.
Bundan sonra ne olacak?
Uluslararası yetkililer hala Kosova ve Sırbistan'ın, Belgrad’ın açıkça tanımasına gerek kalmadan, Priştine’nin Birleşmiş Milletler'de sandalye almasına olanak sağlayacak bir anlaşmaya varabileceklerini umuyorlar.
AB üyeliğine doğru ilerlemek için her iki ülkenin de ilişkileri normalleştirmesi gerekiyor.
AB'nin aracılık ettiği müzakerelerde ilerleme kaydedilmemesi, uzun süreli istikrarsızlık, ekonomik gerileme ve sürekli çatışma potansiyeli anlamına geliyor.
Sırbistan'ın Kosova'ya herhangi bir askeri müdahalesi, oradaki NATO barış güçleriyle çatışma doğurabilir.
Sırbistan'ın, bir tür Rus desteği almadıkça, Kosova'ya harekat düzenlemesi pek olası değil.
Forum