Başkan Obama, IŞİD’le mücadelenin uzun süreceğini ve başarı için bölgede yerel güçlerin desteğine gereksinim olduğunu söylese de özellikle Suriye’de yerel güçlerin ortak çalışmasını sağlamak zor olacak.
Arap muhalifler ve Kürtler birbirleriyle kuşkuyla bakıyor. Bu kuşku, Kürtler geleneksel topraklarının dışında, Arap köylerinde IŞİD’le savaşını sürdürürken daha da arttı. Bölgede muhalif savaşçıların liderleri ve siyasi eylemciler bu kuşkuların silahlı çatışmaya dönüşme riskinin olduğunu belirtiyor.
Eylemci Ahmet Abdülkadir, IŞİD’in bölgeden temizlenmesinden sonra savaşın bir Arap-Kürt savaşına dönüşeceğini düşünüyor.
IŞİD karşıtı eylemcilere ait bir haberleşme ağının yöneticisi Abdülkadir gibi düşünen pek çok kişi var. Özgür Suriye Ordusu ve bazı güçlü İslamcı gruplar da Kürtler’in ilerlemesinden rahatsız. Arap muhalifler Kürtler’in toprak kazanmasını istemiyor ve ayrı bir devlet kurmak istemedikleri yönündeki iddialara da güvenmiyor.
Suriye Türkmen Meclisi başkanı Abdülrahman Mustafa, Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, Suriye’de savaşan Türkmen grupların birbirlerine daha fazla destek kararı aldığını ve bir Türkmen ordusu kurmak istediklerini söyledi.
IŞİD propagandası da Arap ve Kürtler arasında sorun yaratmaya çalışıyor. Bu yakınlarda Kürtler’in Arap köylerini yağmaladığı ve Türkiye sınırındaki nüfus yapısını değiştirdikleri iddia ediliyor.
Geçen ay Tel Ebyad büyük ölçüde Kürt güçlerinin mücadelesiyle ele geçtiğinde IŞİD, YPG güçlerinin kentte yağma yapacağını söylemiş, bunun üzerine binlerce Arap Türkiye’ye sığınmıştı.
Kürtler’in mültecilere geri dön çağrısına kısmen uyuldu. Araplar’ın önemli bir kısmı korkudan dönmedi.
Türkiye de, PYD’nin Arap ve Kürtler’e karşı etnik temizlik yaptığı ve Türkiye sınırı üzerinden bir kordon yaratarak Akdeniz’e açılmak istedikleri iddiaları ile bu korkuyu yatıştırmadı. Kürtler’in fırsat bulduklarında Suriye’den kopacaklarını iddia eden Erdoğan, buna izin vermeyeceğini açıkladı.
PYD ise bu iddiaları yalanlıyor. CNN’e konuşan PYD lideri Salih Müslim, bölgede bir Kürt-Arap savaşı çıkartılmak istendiğini ve kendine bağlı güçlerin etnik temizlik yapmadığını söyledi. Bazı tarafsız gözlemciler Müslim’in sözlerini doğruluyor.
Londra’daki Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü başkanı Rami Abdülrahman, Alman insan hakları çalışanlarına sınır kasabasında herhangi bir etnik temizlik yapılmadığını belirtti. Abdülrahman, Kürtler’in dört yıl önce ele geçirdiği Kamışlı yakınındaki köylerden de etnik temizlik haberi gelmediğini söyledi ve burada Araplar’ın, Kürtler’in korumasında olduğuna dikkati çekti.
Ancak Türkmen azınlığın sözcüsü Tarık Sülo, ABD hava saldırılarının ve YPG’nin bölgesinin etnik yapısını değiştirdiğini söylüyor ve Türkmenler’in yüzlerce senedir yaşadıkları toprakları kaybettiklerini belirtiyor.
İsmini vermek istemeyen YPD sorumluları, IŞİD’e sempatinin fazla olduğu köylerde yağma yapıldığını, liderlerin de buna göz yumduğunu itiraf ediyor. Ancak, Araplar’ın köylerden atılmasına yönelik bir politika olmadığını da ekliyorlar. YPG’liler durumun, ele geçirdikleri köylerde IŞİD militanlarını temizleme ve bubi tuzağı kalmadığından emin olma zorunluluğu nedeniyle durumun daha da karmaşık hale geldiğini söylüyor.
Ancak bu açıklalar Suriyeli muhalifleri tatmin etmiyor. Birkaç örgüt yayınladıkları ortak bildiride YPG ve PYD’nin, Haseke’nin batısında ve Tel Abyad’da Araplar’a ve Türkmenler’e etnik temizlik uyguladığını savundu. Bildiride, Amerikan hava saldırılarının da halkı korkuttuğu ve köylerini terk etmeye ittiği belirtildi.
Amerikalı yetkililer bombardımanların sivilleri hedef almadığını ve birçok saldırının sivillere zarar riski nedeniyle son dakikada iptal edildiğini söylüyor ve etnik temizlik iddialarının da araştırıldığını ekliyor.
Muhaliflerin PYD’den hoşnutsuzluğu Suriye İç Savaşı’nın başlarına dayanıyor. O dönemde parti, Esat’a karşı mücadeleye katılmayı reddetmişti. Esat güçlerini bölgeden büyük ölçüde çekmiş ve kalan askerlerle yan yana yaşayan Kürtler, paralel bir devlet yapısı ve halk koruma komisyonları oluşturulmuştu.
Esat’la savaşa girmemeleri muhaliflerin Kürtler’i Esat’la işbirliği yapmakla suçlamasına, devrime destek vermediklerini söylemesine neden olmuştu. Bu suçlamalar Kürtler’in Rojava isimli bölgede özerklik ilan etmesiyle daha da arttı.
İslamcı bir grubun lideri Ebu Muhammed, Kürtler’in sonuçta yalnızca kendi çıkarları için çalıştığını, işlerine geldiğinde Esat’la ortak hareket ettiğini ve kendilerine defalarca ihanet ettiğini söylüyor.
PYD yetkilileri bir Arap-Kürt çatışmasını engellemeyi istediklerini, bağımsızlık amaçları olmadığını söylese de ülkenin Kuzeydoğusunda özerklik istediklerini de reddetmiyorlar.
