Erişilebilirlik

Trump Ulusal Güvenlik Strateji Belgesini Açıkladı


Başkan Donald Trump Ulusal Güvenlik Stratejisi’ni açıkladı. Başkan göreve gelmesinden bu yana geçen 11 ay içerisinde hazırlanan strateji belgesinin tüm kabine üyelerince onaylandığını söyledi.

Strateji belgesi, Trump'ın seçim vaadi olan “Önce Amerika” prensibinden hareketle dört temel unsura dayanıyor. Bu sebeple de Başkan Trump sözlerine " Amerika geri geliyor, Amerika güçlü şekilde geri geliyor" ifadeleriyle başladı.

Trump, konuşmasında bu ilkeleri açıklamadan önce geçmiş ABD yönetimlerini Amerikan halkının çıkarlarını tam olarak korumamakla suçladı. Trans Pasifik Anlaşması ve Paris İklim Anlaşması gibi Amerika'nın çıkarına olmayan anlaşmalardan bu nedenle yönetiminin çekilme kararı aldığını söyledi.

Trump’ın ulusal güvenlik stratejisinin dört temel önceliğe dayanıyor: Bunlar “ülke savunması, Amerika’nın refahının korunup güçlendirilmesi, güç kullanarak barışı sürdürmek ve Amerika’nın nüfuzunu arttırmak.”

Trump, Çin ve Rusya'yı Amerika'nın önemli ve sıkı iki rakibi olarak nitelendirdi. Başkan Trump iki ülkenin de hedeflerine bağlılıkları konusunda kararlı olduklarını ama benzer şekilde Amerika'nın da kendi hedeflerine bağlılığını vurguladı. Trump, iki ülkenin de dünya sahnesinde Amerika'nın savunduğu değerlerle, etkisi ve zenginliği ile ciddi bir mücadele içerisinde olduklarını belirtti.

Trump yine de Amerika'nın Rusya, Çin ve diğer ülkelerle ilişkiler kurmaya, işbirlikleri yapmaya devam edeceğini ancak atılacak tüm bu adımlarda önce Amerika'nın çıkarlarını ön plana koyacaklarını söyledi.

Konu ulusal güvenlikti ancak Başkan Donald Trump uzunca bir süredir tartışma konusu olan ve özel yetkili savcı Robert Mueller ve Senato istihbarat Komisyonu tarafından hakkında soruşturmalar sürdürülen Rusya'nın Amerika seçimlerine müdahale ettiği iddialarına değinmedi. Ancak Başkan Trump konuşmasında değinmemiş olsa da yaklaşık 70 sayfalık Ulusal Güvenlik Belgesi içerisinde "Rusya gibi bazı aktörler bilgi teknolojileriyle bağlantılı araçları demokrasilerin meşruiyetlerine zarar vermek için kullanmaktalar" ifadesi yer aldı.

İran'la varılan nükleer anlaşmayı bir kez daha eleştiren Trump, Kuzey Kore tehdidinin gözardı edildiğini de söyledi.

Trump, ulusal güvenlik stratejisinin Amerikan ekonomisini de güvence altına almayı hedeflediğini söyledi. Pakistan'dan, terörizme karşı daha fazla önlem almasını isteyen Trump, Washington'un da Kuzey Kore sorunuyla başa çıkmaktan başka çaresi olmadığını dile getirdi.

McMaster ipuçlarını geçen hafta verdi

Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, geçen hafta başkent Washington’da, Londra merkezli Policy Exchange adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada başkanın stratejisi hakkında ipuçları vermişti. Bu konuşmada McMaster’in Türkiye’ye yönelik değerlendirmeleri ise Ankara’nın tepkisine yol açmıştı.

Ulusal Güvenlik Danışmanı, Başkan Trump’ın bugünkü konuşmasına dair ön bilgiler verdiği açıklamasında Rusya’nın, “kutuplaşma oluşturacak sofistike propaganda kampanyaları” gibi yeni dönem savaş teknikleriyle Amerika’yı tehdit ettiğine de işaret etti. Ancak, McMaster, bu noktada, Rusya’nın Amerikan seçimlerine müdahale etmesine değinmedi.

McMaster, Çin’in “ekonomik saldırganlığının” da yüz milyonlarca insanın yoksulluktan çıkmasını sağlayan iktisadi düzeni tehdit ettiğini söyledi ve bu iki ülkeye karşı “rekabetçi angajmanla” mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Ulusal Güvenlik Danışmanı, ticaret anlaşmalarının yeniden müzakereye açılmasının da Amerika’nın yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin parçası olabileceğini vurguladı.

“İslamcı gruplar Türkiye ve AKP’yi model alıyor”

McMaster, konuşmasında IŞİD ve diğer terörist grupları da tehdit unsuru olarak değerlendirdi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, konuşmasında ayrıca, dünyada aşırıcı ideolojilerin yayılması faaliyetlerinde şimdi Türkiye’nin de büyük rol oynadığını öne sürdü. McMaster, birçok İslamcı grubun “Türkiye ve AKP modelini” örnek aldığını savundu.

McMaster, “radikal İslamcı ideolojinin tüm medeni insanlara karşı ciddi bir tehdit oluşturduğunu, ancak ABD’nin bu konuda sadece terör örgütlerine odaklanan ‘çok miyop’ ve ‘çok kanuncu’ bir yaklaşım izlediğini” söyledi.

McMaster, “Aşırıcı ideolojilerin medreseler, camiler ve sözde yardım kuruluşları üzerinden nasıl güçlendirildiğine fazla dikkat göstermedik. Sorun da elbette böyle başladı. 1970’lerde temelde Suudi Arabistan tarafından fonlandı ve sonra da en azından epey bir zaman başta Katar tarafından fonlanan örgütlere dönüştü. Şimdi de Batı Afrika’dan Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan bölgelerde Türkiye’nin büyük dahiliyetini görüyoruz. Balkanlar şu anda ciddi bir endişe kaynağı” dedi.

Konuşmasında McMaster, “Türkiye’nin iktidara gelmek isteyen İslamcı gruplar için model oluşturduğundan” söz etti ve ana model olarak da Mısır’daki ‘Mursi modelini’ gösterdi.

McMaster, “Diğer bir model ise İslamcı grupların çok şey öğrendiği Türkiye ve AKP modeli. Gücü tek elde pekiştirmek için sivil toplum, eğitim sektörü, polis, yargı ve orduyu kullanan; görmeyi tercih etmediğimiz bir model bu. Bunun Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşmasına üzücü biçimde etki ettiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığı: "Temelsiz ve kabul edilemez"

McMaster’ın bu yorumlarına Türk Dışişleri Bakanlığı sert tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, McMaster’ın konuşmasında “Türkiye’yi ve hükümeti hedef alan ifadelerde bulunmasının üzüntüyle karşılandığı” belirtildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi: “Ülkemizin terörizm ve radikalizmin her boyutuyla nasıl bir mücadele verdiğini en iyi bilmesi gereken bir makamda bulunan Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın gerçeklikle bağlantısı olmayan iddiaları hayret verici, temelsiz ve kabul edilemez niteliktedir.

Dost ve müttefik olarak görmeye devam ettiğimiz ABD’nin ülkemize aynı yaklaşımı sergilemesini ve her ne sıfat altında olursa olsun YPG gibi terör örgütlerine desteği bırakarak, geleneksel müttefiklik ilişkilerimiz ve uluslararası meşruiyete uygun şekilde ülkemizin kararlılıkla sürdürdüğü terörizm ve radikalizmle mücadelesine daha somut ve etkin destek vermesini beklemekteyiz.”

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG