Erişilebilirlik

Türkiye ‘Ateşkes’ İstedi Rusya ‘Türk Askeri Orada Olmamalı’ Dedi


Türkiye ile Rusya arasında bugün İdlib’deki son gelişmeler ışığında yapılan yeni müzakerelerde taraflar karşılıklı beklentilerini dile getirdi. Ankara’nın “Soçi Mutabakatı’na uyum ile ateşkes” talebine karşı Moskova “Türk askeri sahada olmamalı” yaklaşımını yineledi.

Türkiye ile Rusya, İdlib’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ilk defa 3 Şubat’ta can kaybı vermesinden bugüne Suriye’de 8 yıl önce başlayan iç savaş konusunda var olan görüş ayrılıklarını artık ön plana çıkarmış görünüyor.

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in telefon görüşmesiyle Suriye konusunda yeniden uzlaşma arandı. Liderler arasındaki görüşmenin ardından saat 16.00’da iki ülke diplomasi, askeri ve istihbarat yetkililerince yeniden müzakere masasına oturuldu. Ankara’da Dışişleri Bakanlığı’nın ev sahipliğindeki masada müzakere söz konusuyken Moskova’dansa Rusya Savunma Bakanlığı’nca “Türk askerleri o bölgede olmamalıydı” açıklaması yapıldı. Buna karşı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, o sırada TSK unsurları dışında bölgede başka silahlı grup olmadığını açıklayarak, dolayısıyla Türkiye’nin doğrudan hedef alınmış olduğunu duyurmuş oldu.

Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın da dün geceki ilk resmi açıklamasında “İdlib’in Balyun mevkiinde rejim kuvvetleri tarafından TSK unsurları hava saldırısına uğramıştır” ifadesi dikkat çekmişti. Dolayısıyla TSK’ya yönelik saldırıda Rusya’nın kontrolündeki hava sahası işaret edildi. Bugünkü müzakere masasında ise taraflar, İdlib’de Şubat ayı boyunca yaşanan saldırılar ve en son dünkü saldırı konusunda kendi tezlerini yineledi.

Saat 18.00’de sona ermesiyle iki saatlik bugünkü müzakere sonrasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Bugünkü görüşme Rus tarafından gelen talep üzerine gerçekleştirildi. Rus tarafına derhal sürdürülebilir bir ateşkes ilan edilmesi, gerginliğin azaltılması ve rejimin Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesi gereği vurgulandı” açıklaması yaptı. Aksoy’un açıklaması itibariyle Türkiye ve Rusya’nın sahadaki çatışmayı durduracak şekilde karar birliğine varmadığı görüldü.

Türkiye uluslararası kamuoyunda Rusya’ya baskı arayışında mı?

Gelecek günlerde neler yaşanacağıyla ilgili ise Türkiye’nin temas kurduğu NATO, ABD Başkanı Donald Trump ve Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi Avrupalı liderlerce sergilenecek yaklaşım vurgulanıyor. Türkiye’nin İdlib kaynaklı olası 1 milyon Suriyeli’nin yaratacağı yeni göç dalgası nedeniyle ülkedeki mevcut 4 milyonu aşkın sığınmacı nüfusu barındırmakta zorlanacağını açıklaması gündemde. Rusya’nın ise özellikle göç baskısı altındaki Avrupa’nın İdlib’le ilgili çağrısına nasıl yanıt vereceği merak konusu. Erdoğan ile Putin’in ise Mart’ın ilk haftasında yüz yüze görüşme yapmak üzere bir araya gelebileceği iddiası da söz konusu.

Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşmesi ardından gün boyunca Türkiye’nin duruşunu Batılı liderlere aktarma yönünde telefon trafiği yürüttü.

Erdoğan, Putin’den sonra ABD Başkanı Donald Trump ile görüştü. Görüşmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığı’nca “Sayın Cumhurbaşkanımız, kahraman askerlerimizi hedef alan alçakça saldırının faillerine gereken karşılığın verildiğini hatırlatarak, ülkemizin İdlib’de Soçi Muhtırası ile belirlenen alanın rejim unsurlarından temizlenmesi hususunda kararlılığını yeniden teyit etmişlerdir. İki lider, İdlib bölgesinde yaşanan büyük insanlık dramının önüne geçilmesi için ilave adımların vakit kaybetmeden atılması hususunda mutabık kalmışlardır” açıklaması yapıldı. Beyaz Saray açıklamasında ise, “Başkan Trump, Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeybatısında gerilimi yatıştırma ve bir insani faciayı önleme çabalarına desteğinin yeniden altını çizdi. İki lider, Suriye rejimi, Rusya ve İran rejiminin daha fazla siviller hayatını kaybetmeden ve yerlerinden olmadan önce saldırılarını durdurması gerektiği noktasında mutabık kaldı” ifadesi kullanıldı.

Sonrasında Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmede, İdlib’de yaşanan son gelişmeler ve Suriye krizi ele alındı.

Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile İdlib üzerine telefon görüşmesi yaptı.

Erdoğan’ın telefon trafiğinde Türkiye kaynaklı sığınmacı endişesi yaşayan Bulgaristan’ın Başbakanı Boyko Borisov da vardı. Cumhurbaşkanlığı’nca “Görüşmede, İdlib başta olmak üzere Suriye’deki son gelişmelerin bölgeye muhtemel etkileri ve iş birliği yapılabilecek adımlar ele alınmıştır” bilgisi verildi.

Bugüne değin İdlib sürecinde neler olmuştu?

Türkiye ve Rusya, Suriye konusunda İran’ın da katılımıyla Astana Süreci’nin yürütülmesi, Anayasa Komitesi’nin belirlenmesi gibi süreçleri yürütmüş ve İdlib’de ise bu bölgeye adeta sıkışmış muhalifler ile Şam rejimi arasında ateşkes sağlanmasını birlikte kararlaştırmıştı. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in 17 Eylül 2018’de Soçi Mutabakatı olarak İdlib’de gerginliği azaltma amaçlı uzlaşmaya varılmıştı. Tüm bu süreçlerde Ankara ve Moskova’nın Suriye’yle ilgili görüş ayrılıklarını geri plana attığı görüşü ifade ediliyordu.

Ancak İdlib’de terör unsurları bulunduğu yaklaşımıyla Suriye hükümet güçleri tarafından Rusya desteğiyle bölge ateş altına alındı. Bu arada Soçi Mutabakatı uyarınca TSK’nın ateşkes sağlanmasıyla bulunduğu 12 gözlem noktasında da sıkıntılar yaşandığı gündeme geldi. Bunun üzerine Türkiye, İdlib’de takviye askeri kuvvet gönderme kararı aldı. Rusya ise İdlib’de Soçi Mutabakatı’nın uygulanmadığını, bölgede terör örgütleri olduğunu iddiasını sürdürdü. Bu süreçte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Suriye’yle ilgili açıklamalarında, Türkiye’ye, Adana Mutabakatı çerçevesinde yeniden diyalog kurma ve toprak bütünlüğü açısından Esat yönetimiyle işbirliği yapılması gerektiği yönünde mesajlar verdi. Sonuçta 3 Şubat’ta TSK’nın bölgeye sevk ettiği takviye askeri kuvvet saldırıya uğradı ve Türkiye 8 can kaybı verdi. O günden bugüne Ankara-Moskova hattında İdlib’de “Şam yönetimini destekleme” açısından var olan görüş ayrılığı sahadaki gelişmelere yansıdı. Türkiye, bir yandan Şam ile sıcak çatışma yürütürken diğer yandan Rusya’yla diyaloğu sürdürmeye çalıştı.

Ancak Türkiye’nin Şubat ayı başından itibaren can kaybı 21 iken, dünkü saldırıdaki 33 asker öldü. Bugünkü topçu saldırısında iki askerin hayatını kaybetmesiyle toplam asker kaybı 54’e yükselmiş oldu.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

ABD’de düşmeyen enflasyon FED’e faiz indirtmedi – 1 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:30:56 0:00
XS
SM
MD
LG