Twitter 15’inci doğum gününü 21 Mart’ta kutladı. Dünya genelinde 330 milyon kullanıcısıyla şirket bir zamanlar kendisi için “ifade özgürlüğü partisinin ifade özgürlüğü kanadı” tanımlamasını yaparken şimdi platformundaki suiistimallerle mücadele ediyor.
Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey, ilk Tweet’ini 2006 yılında attı. Dorsey’in orijinal Twitter mesajı online bir müzayedede 2,5 milyon dolara satılıyor.
140 karakter uzunluğunda yazıların yazılabildiği bir mikro-blog olarak yola çıkan Twitter şimdi ünlülerin, dünya liderlerinin ve hak savunucularının seslerini duyurduğu bir platform haline geldi.
Teksas Üniversitesi’nden profesör Djiraj Murthy’ye göre Twitter kişilerin birbiriyle temasa geçtiği dijital ortak alan ya da kamu alanı haline geldi. Kullanıcı ara yüzünün çok basit olması ve başından beri bunu korumaları da buna katkı sağladı.
Twitter üstüne iki kitap yazan Dhiraj Murthy’ye göre kullanıcılara Twitter’la ilgili hala çekici gelen özelliklerden biri platformda bir düzeyde demokratikleşme olması. Murthy, “Kullanıcılar burada çok aktif olabiliyor ve normalde erişilmesi zor olan kişilerden bile hızla yanıt alabiliyor” diyor.
Twitter’da dolaşan bilginin hızı ve hacmi dünya genelinde toplumsal hareketler üstünde de etkili oldu.
MIT Dijital Ekonomi Girişimi’nden Sinan Aral’a göre Siyahların Hayatı Önemlidir hareketi kurucuları sosyal medya olmasaydı bu hareketin olmayacağını söylüyor. Sosyal medya Arap Baharı, Rusya’daki Kar Devrimi, Hong Kong ve Ukrayna’daki protestolarda da etkili oldu.
Ancak Sinan Aral gibi araştırmacılara göre bu kontrolsuz iletişim komplo teorileriyle dezenformasyonun artmasına neden oldu.
10 yıllık verileri incelediklerini belirten Aral, yalan haberlerin her kategoride gerçek haberden daha uzağa, derine ve geniş alana daha hızlı şekilde yayıldıklarını söylüyor. Aral’a göre siyasi yalan haberler de en çok viral olanlar.
Santa Clara Üniversitesi araştırmacılarından Irina Raicu ise Twitter’ın öncelikle eğilmesi gereken konunun bir sonraki Donald Trump ile nasıl baş edeceği olması gerektiğini söylüyor. Raicu, çok takip edilen kişiler söz konusu olduğunda bunu yapmanın zor olduğunu ekliyor. Ancak internet etiği uzmanı Irina Raicu’ya göre devlet düzenlemesi olmayan bir ortamda Twitter’ın da içeriğini yönetme gibi bir sorumluluğu yok. Raicu, “Bazı ülkeler düşünüldüğünde, Twitter’ın umduğu gibi, istediği türden konuşmaları mümkün kılan bir platform olarak hareket etmesi gerçekten zor olacak" diyor.
Birçok eleştirmenin görüşbirliği içinde olduğu nokta, 15’inci yaşına giren ve bir zamanlar kendini ‘ifade özgürlüğü partisinin ifade özgürlüğü kanadı’ olarak adlandıran şirketin hala kendini geliştirmesi gerektiği.
