WASHINGTON —
Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro Amerika’yı birçok kez hükümet karşıtı göstericilere yardım ederek Venezuela hükümetini istikrarsızlığa sürüklemeye çalışmakla suçladı:
”Amerika’da iktidarın bazı unsurları, Venezuela silahlı kuvvetlerinin moralini bozmaya, güçlerimize leke sürmeye çalışıyor.”
Maduro, yaptığı suçlamaları kanıtlayamasa da partisini birleştirmek için Amerikan karşıtı söylemi kullanıyor.
Venezuela eski devlet başkanı Hugo Chavez de Amerika’yı ülkesindeki muhalifleri desteklemekle suçlardı. Chavez, 2002‘deki askeri darbe girişiminden de Amerika’yı sorumlu tutmuştu. Amerika suçlamaları reddediyor ancak Latin Amerika uzmanı Michael Shifter, birçok gözlemcinin de kuşku içinde olduğunu söylüyor:
”Amerika, askeri darbeden büyük memnuniyet duyduğunu belirtmişti. Bu, Bush döneminde yapılan çok kötü bir hataydı ve akıllara birçok soru işareti getirdi.”
Hugo Chavez, Amerika’yı, insan hakları ve demokratik gelişimi destekleme kisvesi altında muhalif gruplara yardım sağlamakla suçlamıştı.
Nicolas Maduro da bugün aynı suçlamaları yapıyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Amerika’nın temel insan haklarına verdiği desteği savunuyor:
”Venezuela’da demokrasi ve insan hakları ihlalleri gibi bazı sorunlara ilişkin çok ciddi kaygılarımız var. Bu kaygıları dile getirmeye devam edeceğiz.”
Venezuela’da insan hakları, demokrasi ve hür basın kuruluşlarının iktidarla ilişkileri, düşmanlık boyutunda.
Santiago Canton, Robert Fennedy Adalet ve İnsan HaklarI Merkezİ Dİrektörü:
”Venezuela’da ya da başka bir ülkede insan hakları kuruluşlarının görevi, devletlerin insan haklarını ihlal etmesini kınamak, bu ihlalleri engellemeye çalışmak ve suçlularla yüzleşmektir.”
Shifter, Obama Yönetimi’nin, demokrasi ve insan haklarını desteklemekle siyasi bir çatışmada taraf tutmak arasında sınır çizdiğini söylüyor:
”İnsan haklarını siyasi örgütlenmeye girmeden, son derece dikkatli, planlı, ılımlı ve göze batmadan desteklemek gerekiyor.”
Shifter’a göre, bazı Kongre’deki üyeleri, Venezuela’daki demokrasi örgütlerine verilen mali desteğin arttırılmasını istiyor. Ancak Amerika’nın işin içine girmesi, ülkede giderek kötüleşen ekonomi ve güvenlik koşullarına odaklanmak gerekirken Venezuelalı liderlerin eline, suçlayabilecekleri yabancı bir düşman vermek anlamına gelebilir.
”Amerika’da iktidarın bazı unsurları, Venezuela silahlı kuvvetlerinin moralini bozmaya, güçlerimize leke sürmeye çalışıyor.”
Maduro, yaptığı suçlamaları kanıtlayamasa da partisini birleştirmek için Amerikan karşıtı söylemi kullanıyor.
Venezuela eski devlet başkanı Hugo Chavez de Amerika’yı ülkesindeki muhalifleri desteklemekle suçlardı. Chavez, 2002‘deki askeri darbe girişiminden de Amerika’yı sorumlu tutmuştu. Amerika suçlamaları reddediyor ancak Latin Amerika uzmanı Michael Shifter, birçok gözlemcinin de kuşku içinde olduğunu söylüyor:
”Amerika, askeri darbeden büyük memnuniyet duyduğunu belirtmişti. Bu, Bush döneminde yapılan çok kötü bir hataydı ve akıllara birçok soru işareti getirdi.”
Hugo Chavez, Amerika’yı, insan hakları ve demokratik gelişimi destekleme kisvesi altında muhalif gruplara yardım sağlamakla suçlamıştı.
Nicolas Maduro da bugün aynı suçlamaları yapıyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Amerika’nın temel insan haklarına verdiği desteği savunuyor:
”Venezuela’da demokrasi ve insan hakları ihlalleri gibi bazı sorunlara ilişkin çok ciddi kaygılarımız var. Bu kaygıları dile getirmeye devam edeceğiz.”
Venezuela’da insan hakları, demokrasi ve hür basın kuruluşlarının iktidarla ilişkileri, düşmanlık boyutunda.
Santiago Canton, Robert Fennedy Adalet ve İnsan HaklarI Merkezİ Dİrektörü:
”Venezuela’da ya da başka bir ülkede insan hakları kuruluşlarının görevi, devletlerin insan haklarını ihlal etmesini kınamak, bu ihlalleri engellemeye çalışmak ve suçlularla yüzleşmektir.”
Shifter, Obama Yönetimi’nin, demokrasi ve insan haklarını desteklemekle siyasi bir çatışmada taraf tutmak arasında sınır çizdiğini söylüyor:
”İnsan haklarını siyasi örgütlenmeye girmeden, son derece dikkatli, planlı, ılımlı ve göze batmadan desteklemek gerekiyor.”
Shifter’a göre, bazı Kongre’deki üyeleri, Venezuela’daki demokrasi örgütlerine verilen mali desteğin arttırılmasını istiyor. Ancak Amerika’nın işin içine girmesi, ülkede giderek kötüleşen ekonomi ve güvenlik koşullarına odaklanmak gerekirken Venezuelalı liderlerin eline, suçlayabilecekleri yabancı bir düşman vermek anlamına gelebilir.
