Kampanya döneminde Donald Trump’ın dış politika danışmanlığını yapan Walid Phares, yeni yönetimin önceliklerini de yakından bilen bir isim. Trump yönetiminin diğer her yeni yönetim gibi dış politikada gerekli gördüğü değişiklikleri yapacağını söyleyen Phares, bunu “normal bir süreç ve işin doğası” olarak niteliyor.
“Trump yönetiminin ülke içinde ve dışında gelişen olaylarla bağlantılı bir takım farklı öncelikleri olacaktır, mesela; California’da, Florida’da ve başka yerlerde düzenlenen terör saldırıları. Ortadoğu’da da durum değişti. Libya, Suriye, Yemen ve Irak’ta devam eden savaşlar var. İran’la imzalanan nükleer anlaşmayla ilgili bir takım meseleler var. Bölgedeki bir çok müteffikimiz ve ortağımızın sorunları, şikayetleri var. Kürtlerle ilgili bir kriz var. Rusya ile ilişkilerde sorunlar var. Trump yönetimi bu konulara yönelik adımlar atacak ama önceliği güvenlik olacak,” diye konuşan Phares, güvenliğin sağlanmasının önemli ama yeterli olmadığını söyledi. Phares’e göre bu adımın hedefi, barış ortamı oluşturmak.
“Devam eden dört savaş da bitmeli. İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmelerinin tekrar başlaması sağlanmalı. İlişkilerin olumsuz seyrettiği ülkelerle ilişkiler onarılmalı. Trump’ın kalbinin derinliklerinden geçen son nokta da refahın sağlanması. Ortadoğu’daki insanları -- yalnızca Ortadoğu’da değil -- tüm Afrika’daki insanları o eski refah dolu günlerinde görmek istiyor. Latin Amerika, Batı Avrupa, Doğu Asya’da da savaşlar vardı. Japonya’da, Kore’de savaş vardı ama bunu aşıp ekonomik olarak refaha erebildiler. Trump güvenlik meselelerinin ötesinde, istikrar meselelerinin ötesinde, Ortadoğu’nun geleceğinde başarı olasılığı görüyor,” diyen Phares, Türkiye ile Amerika arasında temelleri sağlam bir bağ olsa da, içinden geçilen sürecin ilişkilere zarar vermesinin önlenmesi gerektiğini ve bunun için de diyaloğun şart olduğunu dile getirdi.
“Türk-Amerikan ilişkileri Donald Trump seçilmeden önce de iyiydi. Obama dönemi, Bush dönemi, hatta Soğuk Savaş döneminde de... NATO üyesi iki ülkenin başarılarla dolu bir hikayesi var. NATO üyesi olmanın ötesinde, ikili ekonomik ilişkiler düzeyinde de iyi ilişkiler var. İki ülke arasındaki pazar, Türk turizmi, bunların hepsinin olumlu katkıları oldu ilişkilere. Şimdi Suriye’deki savaş bu ilişkiye zarar veriyor. Amerikan politikalarıyla ilgili meselelerde, Türk hükümeti ve Trump yönetimi tarafından Türkiye-Suriye, PKK, darbe girişimi gibi tüm sorunlar dile getirilmeli. Ben halkların ülke ilişkilerini belirlediğine inanıyorum” ifadelerine yer veren Phares, Donald Trump’ın eleştiri oklarının hedefi olmasına yol açan kararlarının arkasında ulusal güvenlik kaygılarının yattığını belirterek, tepkilerin konuyu hedeften saptırdığına inandığını söyledi.
“Ulusal güvenlik için bu yasak bir adım, ama yeterli değil. Ulusal güvenlik için atılması gereken başka adımlar var. Donald Trump’ın dini, mezhepsel etnik ya da ırksal önyargıları yoktur. Kitaplarını da okudum. Sonuçta dev şirketleri yöneten başarılı bir işadamı. Dolayısıyla işadamı olarak başarısını gözönüne aldığınızda, arkasını dayadığı insanların sayısının azalmasını istemez. Artık Amerika’nın başkanı. Herhangi bir mezhepsel düşüncesi yok. Ama ona oy veren seçmenler için terörizmi durdurmak zorunda, dolayısıyla, uygulama havaalanlarında bazı sorunlara, karışıklıklara yol açsa da muhalefet her zaman olduğu gibi onu suçladı -- ki bu da siyasetin doğasında var. İç Güvenlik Bakanlığı’nın açıkladığı gibi; Amerikan vatandaşları bu kapsamda değil, istedikleri gibi ülkeye giriş-çıkış yapabiliyorlar, hatta Yeşil Kart sahipleri de --ki ben de yeşil kart sahibiyim. Yasak sadece söz konusu 7 ülkenin vatandaşlarını hedef alıyor ve sadece 90 günlük süreyi kapsıyor. Ben Amerikan vizesine başvurduğumda, bu bile yedi ay sürmüştü. Sadece üç aydan bahsediyoruz ve bu sadece sistem oturuncaya kadar, güvenlik tetkikleri tamamlanıncaya kadar... Türkiye, Mısır, Birleşik Arap Emirliği, Tunus, tüm bu Arap ya da Müslüman Ortadoğu ülkelerinden öğrenmemiz gereken şeyler var. Örneğin; Türkiye, Suudi Arabistan tüm bu ülkeleri terörizm vurmuştur. Bu ülkelerden alınacak dersler sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır. Savaşları sona erdirirseniz, normalleşirsiniz ve meseleler eski haline döner,” diye konuşan Walid Phares, Donald Trump’ın birçok kez kararın Müslümanlar’a yönelik olmadığını söylese de kararın kimi çevrelerce ‘Müslüman yasağı’ olarak nitelenmeye devam ettiğini hatırlatıyor. Kendisi de Ortadoğulu bir göçmen olan Phares, bu tanımlamalara karşı çıkıyor.
Türkiye’nin listeye girmeyeceğinden emin olduğunu söyleyen Phares, “Kesinlikle bu Müslümanlar’a yönelik bir yasak değil. Ne attığı tweet’lerde ne yaptığı açıklamalarda böyle bir ifade yok. Bu şekilde adlandırılmasından dolayı da çok mutsuz. Bu hiçbir şekilde Müslüman yasağı değil, sadece aşırıcı teröristleri engellemek için atılan bir adım. Bu ülkelerin sivil toplumlarıyla görüşmek lazım. Bu ülkelerin hükümetleriyle görüşmek lazım. Bu uluslararası unsurlarla görüştüğünüzde daha iyi bir sistem kurarsınız, uluslararası bir sistem kurar ve teröristlerin Amerika’ya girişini engellersiniz. Ortadoğu’daki ülkelere bakarsanız o ülkelere de çok rahat giremezsiniz. Mesela Türkiye evsahipliği yaptığı mülteciler tarafından kaç kez saldırıya uğradı. Trump yönetimi bu ülkelerden çok şey öğrenmeli. Yönetimin bu 7 ülkeye birbiri ardına yeni ülkeler ekleyeceğini sanmıyorum. Ama ulusal güvenliğin sağlanması için bazı önlemler alınmalı, bu Amerikan halkını ve müteffiklerimizi korumak için gerekli,’’ dedi.
Uzun süre Donald Trump’ın yakın çalışma ekibinde görev yaptığı için kendisini yakından tanıma fırsatı bulan Phares, Amerika’nın geleceği açısından çok iyimser olduğunu söyledi.
Phares, “Donald Trump başarılı bir işadamı ve onun bilgisi kitaplara değil, gerçek hayata dayanıyor. Sadece teorik değil, pratik bilgisi de var ve bu da Amerika için bir şans. Amerika’nın birçok deneyimi oldu daha önce; her birinin hem artıları, hem eksileri vardı. Trump’ın son 30 yılına baktığınızda sadece başarı ve büyüme görüyoruz. Umuyoruz ki yeni yönetim ve Kongre arasındaki uyum ve iki partinin işbirliğiyle Amerikan ekonomisinde rönesans devri yaşanacak,” değerlendirmesinde bulundu.