Tekerlekli Sandalyedeki Hayatlar Basketbolla Değişti

Rıdvan Aksoy’un basketbol serüveni, doğduğu mahalle olan İzmir Kadifekale’den tekerlekli sandalye üzerinde 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’na uzanıyor. İzmir Büyükşehir Belediyespor’da sekiz yaşındayken başladığı tekerlekli sandalye basketbolu, Aksoy’un hayatını değiştirmiş. Aksoy en son Tokyo’da milli takım formasını terletti.

“Basketbol olmasaydı mahalle ağzıyla, kesin berduş olurdum. Yapacağım bir aktivite olmazdı. Şimdi bu sayede farklı farklı ülkeler, şehirler, toplumlar, kişiler görüyorum, tanıyorum. Farklı farklı heyecanlar yaşıyorum. Gerçekten de basketbol olmasaydı benim için kötü olurdu” diyen Aksoy, “2009 yılında arkadaşımın tavsiyesi üzerine başladım. Çok zor bir süreç oldu. Biraz zorlandım ilk başlarda. Daha sonrasında basketbolun tutkusuna kapılınca, sevince devamı geldi. Daha çok çalıştım, zamanımı daha fazla ayırdım. İyi ki başladım basketbola. Bir engelli birey olarak özgüvenimi inanılmaz derecede kazandırdı bana. Dışarıya olan bağlantımı daha çok güçlendirdi” diyor.

Aksoy’la birlikte hem mili takımda hem de İzmir Büyükşehir Belediyespor’da oynayan Ahmet Efetürk için de tekerlekli sandalye basketbolu “hayatının en önemli parçası”.

Your browser doesn’t support HTML5

Tekerlekli Sandalyedeki Hayatlar Basketbolla Değişti


“Paralimpik oyunlar çok özel bir spor alanı”

Tekerlekli sandalye basketbolu, 2. Dünya Savaşı’ndan önce engelsiz olarak bu sporu yapan Amerikan ordusundaki gazilerin, savaştan sonra basketbola devam etmek istemesiyle ortaya çıkmış. Engelli spor dalları arasında geçmişten bugüne en çok gelişim gösteren bu oyun, tüm dünyada lokomotif branş durumunda. Türkiye de 30'dan fazla ilde, 60'tan fazla takımla, dört lig halinde oynanan bu sporda oldukça iddialı.

2020-2021 Tekerlekli Sandalye Basketbol Süper Ligi'nin şampiyonu olan İzmir Büyükşehir Belediyespor’un antrenörü Erdinç Kılıç da Tokyo’ya giden milli takımda yer aldı. Kılıç, “Dört senedir bu kulüpte hizmet ediyorum. 2015'ten bu yana paralimpik oyunlar seviyesinde ben birçok kez erkek ve kadın milli takımlarında görev yapıyordum. İlk defa paralimpik oyunlara katılma şansı buldum. Orası çok başka bir dünya. Çok özel bir spor alanı. Bundan dolayı da çok mutluyum” dedi.

Hedef Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nı kazanmak

Tokyo'da erkekler tekerlekli sandalye basketbolda çeyrek finale kadar çıkan Türkiye, son oynadığı maçta Avustralya’ya yenilerek oyunları 6’ncı tamamladı. Tokyo’daki maçlarda ter döken İzmir Büyükşehir Belediyesporlu basketbolcuların şimdiki hedefi, Avrupa kupasını kaldırmak. Avrupa Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası için oyuncular antrenmanlarını sürdürüyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan milli sporcu Efetürk, Tokyo’daki deneyimlerden ders çıkararak daha iyi hazırlandıklarını kaydetti. Efetürk, “Orada çok güzel bir ortam vardı. İnanılmaz. Hayatımda yaşadığım en güzel ortam diyebiliriz. Orada bütün ülkelerden, dünyanın her yerinden sporcular vardı. İstediğimiz güzel bir dereceyi alamadık belki ama gençler olarak bizler orada çok güzel tecrübe edindik. Tecrübelerimiz kaybederek oldu maalesef. İnşallah bir sonraki şampiyonalarda bu hatalarımızdan ders çıkarıp istediğimiz dereceleri alacağız. Aralık ayında Avrupa Şampiyonası var. Orada da bir final oynamak istiyoruz. İnşallah istediğimiz sonucu alacağız” diye konuştu.

Dünya Tekerlekli Sandalye Basketbol Şampiyonası’nda da zafer hedeflediklerini söyleyen milli sporcu Aksoy ise Tokyo’da salgın nedeniyle Türk seyircinin eksikliğini hissettiklerini belirtti. Aksoy, “Ben 21 yaşındayım. Tokyo paralimpik oyunlarına daha öncesinde gidenler arasında en genç oyunculardan biri sayılabilirim. Dünyanın en üst düzey organizasyonu orası. Orada bulunmak, o heyecanı yaşamak, o keyif bambaşkaydı. Atmosfer gerçekten de burası gibi değil. Tabii pandemi süreci biraz sıkıntılı geçti. Çünkü taraftar yoktu. Taraftar olsaydı belki bambaşka olurdu bizler için, o organizasyon için. Daha keyifli, daha heyecanlı bir atmosfer oluşabilirdi” dedi.

Sahada hiçbir engel tanımıyorlar

Bir engelli spor dalı olan tekerlekli sandalye basketbolu aslında sahada hiçbir engel dinlemiyor. Oyunun kuralları koşarak oynanan basketboldan farklı değil. Takım antrenörü Kılıç, “Aslında kuralların yüzde 90'ı çok benzer ve aynı. Bütün saha ölçüleri, pota yükseklikleri, topun cinsi, hakem mekanikleri. Tamamen koşan basketbolda oynanan kurallarla birebir aynısı. Çok basit farklar var. Biz cihazla yapılan bir spor branşında görev yapıyoruz. Yani bir sörfçünün sörfü ne ise bir bisikletçinin, patencinin pateni ne ise bizde de tekerlekli sandalye adı verilen bir cihaz var. Bundan kaynaklanan ufak tefek farklar var ama yüzde 90 basketbolla birebir diyebiliriz” sözlerini kullandı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün özellikle tekerlekli sandalye basketbol branşında Türkiye'deki birçok sporcuyu yetiştiren önemli bir kulüp olduğunu vurgulayan Kılıç, “Genelde yeni yetişen oyuncular buranın altyapı çalışmaları adını verebileceğimiz birtakım organizasyonlarla başlıyorlar. Bizim kulübümüz bu noktada çok avantajlı ve biz bu konuda çok şanslıyız. Çünkü kulübümüzde birçok branşta yaz okulları, spor okulları organizasyonları var. Biz de sezon dışı bölümlerde sporcu adayı diyebileceğimiz genç çocuklarımızla burada ya da değişik başka tesislerde birtakım hazırlıklar yaparak, bu sporun altyapılarını inşa etmeye çalışıyoruz. Daha sonra o sporcu adaylarından görece başarılı olanlar takımımıza genç oyuncu olarak yavaş yavaş dahil olmaya başlıyor” dedi. Kılıç, engelli sporcuların Türkiye’de ve dünyanın her yerinde profesyonelleştikçe ciddi kazançlar elde ettiğini de vurguladı.

“Çocukları evde tutarak sevmek ya da korumak yanlış”

Ancak bazen engelli bireylerin spora katılmasının önündeki engel, aileleri olabiliyor. Milli sporcu Efetürk’ün ailesi de spor yaparken zarar görmesinden korktuğu için başlangıçta basketbol oynamasına karşı çıkmış. VOA Türkçe’ye konuşan Efetürk, “Benim ilk başlarda bu sporu yapmamı istemiyorlardı. Benim engelli bir birey olarak farklı bir iş yapmamı, bu sporda çok zorlanacağını düşünüyorlardı açıkçası. İstemiyorlardı. Bense inat ettim. Ailemi zorladım. Karşı karşıya geldim. Daha sonra başarıları yakalayınca, bu işi yapabildiğimi gösterince ailem inanılmaz derecede mutlu oldu. Gurur duydular. Şu an hala gurur duyuyorlar. Güzel gözlerle beni takip ediyorlar” şeklinde konuştu.

Ailesinin desteğiyle basketbola başlayan Rıdvan Aksoy ise engelli bireylerin katılabileceği birçok spor dalı olduğunu söyledi. Aksoy, “İllaki bu basketbol olacak değil. Yüzmesi var, hentbolu var, görme engelli golbolu var, bocce’si var, her şey var. Bizim anne babamız da bizi seviyor. Kim ister, eli kolu kırılsın. Ama sonuçta burası spor. Çocukları evde tutarak sevmek ya da korumak yanlış. Çocuğunuzu evde tutarak bir şey elde edemezsiniz. Sporlara, okullara, sanata, kültüre her yere yönlendirin. Eksik kalmasın evde. Yani kendini cezaevi gibi bir yerde hissetmesin” dedi.