Türkiye ile ticaret hacmi yıl sonu itibarıyla 16 milyar doların üzerine çıkması beklenen Latin Amerika ve Karayipler ekonomisinin beklentilerin üzerine çıkarak bu yıl yüzde 3,2 büyüyeceği tahmin edilse de, gelecek yıl büyüme oranının yüzde 1,4’e düşmesi bekleniyor.
Ekonomisi daha çok hammadde ve gıda ihracatına dayanan bölgede, Ukrayna krizine bağlı olarak enerji, hammadde ve gıda fiyatlarındaki artıştan nispeten olumlu etkilenen ülkeler olsa da krizin yol açacağı olumsuz etkilerin gelecek yıl bölgede daha fazla hissedileceğini kaydediyor.
Ekonomistler bölgenin en büyük ticari ortakları olan Amerika ve Çin ekonomilerindeki yavaşlamaların ya da olası resesyonun Latin Amerika ülkelerinde ithalat talebinin azalması, enflasyon baskısı, kurlarda yükselme ve kamu harcamalarında artış gibi sonuçlar doğurmasını bekliyor.
Bölgenin en büyük ekonomisi olan Brezilya’nın yanı sıra Şili, Peru ve Uruguay ihracatının yaklaşık üçte birine Çin’e ve Latin Amerika’nın ikinci ekonomisi olan Meksika ve Orta Amerika ülkeleri de ihracatının büyük çoğunluğunu ABD’ye yapıyor.
8 yılda yüzde 0,8 büyüme
Bölgede 2014 yılından bu yana yaşanan ekonomik sorunların üstüne pandemi ve sonrasında Ukrayna krizinin de eklenmesi sonucu bölge ekonomisi son 8 yılda yalnızca yüzde 0,8 büyüdü.
ECLAC’a göre Ukrayna krizine bağlı olarak gelecek yıl beklenen küresel ekonomik daralmanın da etkisiyle Latin Amerika’nın önünde hayat pahalılığı, istihdamda daralma, enerji maliyetlerinin artması, gıdaya, eğitime ve sağlığa erişim ve iklim krizi gibi çözülmesi gereken bir dizi sorun bulunuyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre hammadde fiyatlarının gelecek yıl yüzde 10 azalacağı beklentisi, Latin Amerika’nın bu yıl sahip olduğu elverişli koşulları gelecek yıl kaybedeceği anlamına geliyor.
Dünya Bankası ise bu yıl Latin Amerika için yüzde 3’lük bir artış öngörürken, gelecek yıl için büyüme tahminini yüzde 1,6 olarak açıkladı.
Yaklaşık 650 milyon kişinin yaşadığı Latin Amerika’da Forbes verilerine göre, yoksulluk rakamları son 27 yılın en yüksek oranlarına ulaşmış durumda. Bölge halkının yüzde 33,7’si yoksulluk, yüzde 10,4’ü aşırı yoksulluk koşullarında yaşıyor.
