Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan bugün Brüksel’de Avrupa Birliği (AB) ve NATO yetkilileriyle biraraya geldi. Görüşmeler sırasında, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ittifakın Dağlık Karabağ ile ilgili uzlaşmazlıkta herhangi bir tarafın yanında olmadığını söyledi.
Hem Ermenistan hem de Azerbaycan’ın 25 yıldan fazla bir süredir NATO’nun ortaklarından olduğunun altını çizen Stoltenberg bölgedeki çatışmaların neden olduğu can kayıplarından “derin üzüntü” duyduklarını söyledi.
NATO’nun Dağlık Karabağ uzlaşmazlığında “herhangi bir tarafın yanında olmadığını” belirten Stoltenberg her iki tarafa da ateşkese uyma çağrısı yaptı. Sivillerin hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Stoltenberg barışçı bir çözüm için harekete geçilmesi gerektiğini, Minsk Grubu'nun gözetiminde yürütülen müzakerelerin de büyük önem taşıdığını belirtti.
Stoltenberg’in ardından söz alan Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan da NATO ile uzun süredir devam eden ortaklıklarının önemine değindi. Sarkisyan konuşmasına, Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili açıklamalarıyla devam etti. Karabağ’daki krizin sadece Azeriler ve Ermeniler’i değil tüm bölgeyi ve uluslararası camiayı ilgilendirdiğini söyleyen Sarkisyan, Stoltenberg’e hitaben, “Sizin de belirttiğiniz gibi bu krize hiçbir askeri çözüm olamaz” ifadelerini kullandı.
Sarkisyan, Türkiye’nin Azerbaycan’a olan desteğine de şu sözlerle değindi: “Bazen buradaki kriz sadece Ermenistan ve Dağlık Karabağlılar ile Azerbaycan arasında değilmiş gibi görünüyor çünkü üçüncü bir aktör var. Bu üçüncü aktör Azerbaycan’ı hem siyasal ve diplomatik olarak hem de ciddi oranda askeri olarak destekliyor. Bu, burada eylem içinde olan bir üçüncü aktör ve İslamcı teröristleri destekleyip onları bölgeye getiren bir üçüncü aktör. Maalesef, bu üçüncü aktör NATO üyesi. Bu aktör, Türkiye.”
Sarkisyan ayrıca Türkiye’nin “krize müdahaleyi bırakması halinde” ateşkesin mümkün olacağını savundu.
Paşinyan: "Diplomatik çözüm mümkün görünmüyor"
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ise Stoltenberg-Sarkisyan görüşmesi öncesinde Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile yaşanan uzlaşmazlıkta diplomatik bir çözümün mümkün olmadığını söyledi.
Paşinyan’ın açıklaması, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bölgedeki soruna askeri çözüm olabileceği yolundaki açıklamasının ardından geldi.
Azerbaycan sınırlarında bulunan, Ermeniler’in kontrolundaki Dağlık Karabağ’da 27 Eylül’de alevlenen, 1990’lardan bu yana yaşanan en şiddetli çatışmalarda yüzlerce kişi yaşamını yitirdi.
Diplomatik girişimler sürüyor
Öte yandan Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın açıklamasına rağmen diplomatik girişimler sürüyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov bugün Moskova’da Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanlarıyla ayrı olarak görüştü. Her iki ülkenin dışişleri bakanları Cuma günü de Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile biraraya gelecek.
Planlanan bu görüşmeyle ilgili olarak Çarşamba günü açıklama yapan Pompeo, “Neredeyse tüm Avrupa ülkeleri gibi bizim de görüşümüz hala aynı. İleri gidebilmemiz için en doğru yol çatışmaların durdurulmasından ve tüm ülkelerin bu çatışmalardan uzak durup ateşe körükle gitmemelerinden geçiyor” dedi.
Diğer taraftan, Washington’da yapılması planlanan görüşmeye günler kala Ermenistan Başbakanı’ndan ulusa sesleniş konuşmasında gelen açıklamalar, Amerika’nın arabuluculuk çabasının ne kadar etkili olabileceği yönünde soru işaretlerini gündeme getirdi.
Her türlü diplomatik yolun Ermenistan yönetimi tarafından kabul edildiğini ancak Azerbaycan’ın buna yanaşmadığını savunan Paşinyan, “Karabağ sorununa en azından şu aşamada ve uzun bir süre boyunca diplomatik bir çözüm getirilemeyeceğini kabul etmek zorundayız” şeklinde konuştu.
Azerbaycan yönetimi çatışmaların durdurulması için Ermeniler’in Azerbaycan sınırları içindeki Dağlık Karabağ’dan çekilmeleri şartını koştu. Ermenistan ise bunu reddediyor ve Azerbaycan’ı işgalci güç olarak nitelendiriyor.
Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle bölgede yaşanan çatışmalarda geçmişte yaklaşık 30 bin kişi yaşamını yitirdi.
Karabağ krizi, Ermenistan’la savunma anlaşması olan Rusya ile Azerbaycan dostu Türkiye arasındaki ikili ilişkileri de tehdit ediyor.
