Erişilebilirlik

'Erdoğan'ın Esad Rejimine Tanıdığı Süre Çok Uzun'


Başbakan Erdoğan Suriye'de sivil halka yönelik vahşete karşılık "Sabrımız tükendi" diye konuşmuş ve hafta içinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu Şam'a yollamıştı. Erdoğan'ın açıkladığı gibi Şam hükümeti Hama'dan tanklarını çekti, ama ülkenin diğer yer
Başbakan Erdoğan Suriye'de sivil halka yönelik vahşete karşılık "Sabrımız tükendi" diye konuşmuş ve hafta içinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu Şam'a yollamıştı. Erdoğan'ın açıkladığı gibi Şam hükümeti Hama'dan tanklarını çekti, ama ülkenin diğer yer

Suriye’de hükümetin, özellikle Ramazan ayında rejim aleyhtarı göstericilere karşı şiddetin dozunu arttırmasının ardından Ankara’nın son başlattığı diplomatik girişim, krizin çözümü yönündeki umutları arttırdı. Suriye’deki olaylar, bölgesel yansımaları ve Türkiye’nin krizin çözümü yönünde attığı son adımlar, Washington’da bir konferansta ele alındı.

Başbakan Erdoğan’ın Şam hükümetine karşı sert açıklamaları, ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu Suriye’ye göndermesi ve bunun yanı sıra diğer ülkelerin de Suriye’ye temsilciler göndermesi, uluslararası toplumun kendi halkına silahlarla yanıt veren Esad rejimine karşı daha sağlam dayanışma içinde olduğu izlenimi yarattı. Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü’nün düzenlediği konferansta konuşan uzmanlar, Ankara’nın son girişiminden memnun, ama Suriye’deki ticari çıkarlarının, Türkiye’nin elini kolunu bağladığı düşüncesinde. Erdoğan’ın “Sabrımız tükendi,” dediği Suriye’ye tanıdığı süreyse fazla uzun bulundu. Konferansta konuşan Şam İnsan Hakları Araştırmaları Merkezi Başkanı Rıdvan Ziyade, Türkiye’nin uluslararası çabalarına Suriye halkının da destek verdiğini söyledi:

Rıdvan Ziyade
Rıdvan Ziyade

“Uluslararası girişimler Türkiye tarafından koordine edilmeli. Diğer uluslararası ya da bölgesel güçlerle karşılaştırıldığında Türkler Suriyeliler tarafından daha fazla kabul görüyor. Türkiye harekete geçme ve şiddeti bitirme zamanının artık geldiği düşüncesiyle, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu Şam’a gönderdi. Davutoğlu Şam’ı 60 kez ziyaret etti. Suriye’den sürekli söz aldı, ama bu sözler tutulmadı. Dışişleri Bakanı üç saat Beşar Esad’la, üç saat de Suriyeli yetkililerle görüşüp, onlara “Daha fazla beklemeyeceğiz,” mesajı verdi. Başbakan Erdoğan onlara iki hafta süre tanıdı. Bu süre bize göre çok fazla. Ölüm olayları devam ediyor.”

Rıdvan Ziyade, Başkan Barack Obama’nın Beşar Esad’da doğrudan “çekilmesi” yönünde açıklama yapmasının, uluslararası toplumu Şam’daki rejime karşı daha da cesaretlendireceği görüşünde.

Washington Enstitüsü Suriye ve Türkiye uzmanı Andrew Tabler’ın, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Şam ziyaretinden beklentisi az, ve uzman, Türk hükümetinin Suriye konusunda ikilem yaşadığını düşünüyor. Tabler bir süre önce Türkiye'yi ziyaret etmiş:

Andrew Tabler
Andrew Tabler

“Davutoğlu ziyaretinden somut bir şeylerle dönmüşe benzemiyor. Başbakan Erdoğan “Kendi halkını vuruyorlar, Suriye’ye 10-15 gün zaman tanıyoruz,” dedi, ama o zamana kadar kim kalır bilmiyorum. Kimse bu kadar uzun süre beklemez. Ancak Türkiye’nin durumu düşündüğünüzden çok daha hassas. Adalet ve Kalkınma Partisi içinde Suriye konusunda bölünmeler var. Birincisi parti içinde daha idealist, daha bilinçli bir kesim var. Bunlar protestocuların Ramazan ayında kanlı biçimde bastırılmasından rahatsız. Türklerin çoğu kabul etmese de Türkiye önemli bir Sünni güç. Suriye’de olup bitenlere karşı kaygı duyan çok insan var. Ama öte yandan, AKP’nin belkemiğini oluşturan, ana desteği olan MÜSİAD var. MÜSİAD orta ölçekli sanayileri temsil ediyor. Türkiye’nin “komşularla sıfır sorun” politikasından en çok yarar sağlayan bu sanayiler oldu. MÜSİAD’ın ihracatı ağırlıklı olarak Körfez ülkelerine. Tır geçişleri için de Suriye’yi kullanıyorlar. Bu durum AKP’nin çıkarları açısından bazı sınırlamalar getiriyor. Hükümetin nasıl tavır alacağını izlemek çok ilginç olacak. Bu açıdan Türkiye’nin durumu çok hassas.”

Suriye’de ayaklanmaların başladığı Mart ayından bu zamana kadar Obama yönetiminin çekingen tavır sergilediğinin altını çizen Amerika’nın eski Şam Büyükelçisi Theodore Kattouf ise, artık zamanın olgunlaştığını düşünüyor:

Theodore Kattouf
Theodore Kattouf

"Obama yönetimi, baskı yapacak bir etkiye sahip olmadığını fark etti. Libya’da olduğu gibi dışarıdan müdahaleyi destekleyen Arap Birliği’nin desteğini almadı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi anlamlı bir karar, ya da gerçekten etkili yaptırımlar çıkaramadı. Türkiye’yi ele alırsak bölgesel denklemde önemli bir ülke, ama üzerine o kadar yatırım yaptığı Beşar Esad’ı feda etmeye hazır değildi. Zamanlama çok önemli, ama ne geçen bahar, ne de bu yaz başı, yönetimin cesur kararlar alması için olgun zaman değildi. Afganistan ve Irak’ta hala savaşıyoruz. Libya’daki operasyonun da uzunluğunu ele alırsak, Washington Suriye’ye yönelik bir girişimin öncülüğünü üstlenmek istemedi. Ama artık yönetim sorumluluk alabilecek durumda. BM Genel Sekreteri Güvenlik Konseyi’ne rapor sundu. Güney Afrikalı, Hintli ve Brezilyalı yetkililer Suriye Dışişleri Bakanı’yla görüştü. Türkiye Dışişleri Bakanı’nı gönderdi. Amerika şimdi çok daha iyi konumda, İngiltere ve Fransa’yı da alıp Güvenlik Konseyi’nde daha kuvvetli yaptırımlar için bastırabilir. Türkiye’nin ve Avrupa Birliği’nin de, Güvenlik Konseyi kararını beklemeden Esad rejimini daha da dışlama konusunda daha net tavırlar alması beklenebilir.”

Görünen o ki, kendi halkını şiddet kullanarak bastırmaya çalışan Şam hükümetine karşı tüm seçenekler masada değil. En azından Libya’ya uygulanan askeri seçenek, Suriye söz konusu olduğunda masa dışında bırakıldı. Diplomasinin ya da daha kuvvetli yaptırımların, Esad rejimini baskı politikasından vazgeçirmeye yetip yetmeyeceğiniyse zaman gösterecek.

XS
SM
MD
LG